Artistlik belki de dünyanın en zor zanaatıdır. Düşünsenize, insan bambaşka bir kişiliğe bürünmektedir. Kişilikten ayrı, belki bir filmde yüz değişik ruh halini yaşamaktadır. Gülmekte, ağlamakta, istihza etmekte, karşısındaki ile oynamakta ve daha yüzlerce farklı “role” bürünmektedir.
Artistler alınmasın ama bu zanaatı yapanlar hür değildir. Belki de dünyanın en “ezilen” insanlarıdır. Bir senaryo yazılmış, artist bu senaryoya uymak mecburiyetindedir. O da yetmez, yönetmen senaryoda istediği değişikliği yapmaktadır. Bir sahneyi yüzlerce defa tekrarlattığı olmaktadır. Artist, mecburen yapacak. Kendisi gibi olma, davranma hakkı yoktur. Tabiri mazur görün ama bir nevi köle gibidir. Ancak bir farkla, köle bile artistten kat be kat hürdür.
Artistliğin zor zanaat olduğunu söylemiştik. Rol icabı gülmek, ağlamak öyle kolay bir iş midir? Ustalarına göre kolaymış. Bir TV röportajında bir artist hanıma soruldu: “Siz rol icabı ağlıyorsunuz, ama biraz sonra gülüyorsunuz? Bu nasıl oluyor?” Artist hanım, hemen anında ağlamaya başladı. Muhatabı şoke olmuştu. İşte o anda daha gözünün yaşı kurumadan kahkahayı patlatıverdi…
Rolünü çok iyi yapanlara ödüller verilir. Hatta bunlardan bazısı dünyaca meşhurdur. Oscar Ödülleri gibi. Bir artist Oscar ödülü almışsa, o “bir numara” demektir.
Mesleği artistlik olmadığı halde rol yapanlar yok mudur? Hem de dolu. Hatta bunlar öylesine rol yapmaktadır ki, o Oscar alan yıldızların tamamını cebinden çıkarırlar. Mesela ajanlar aynı zamanda Oscar adayı birer “yıldız”dırlar. İdarecilerden, kanaat önderlerinden, din adamlarından, sivil toplum kuruluşu liderlerinden böyle rol yapan artistler çıkmıştır. Tarih bunların örnekleriyle doludur.
Sinemaya gidenler, perdedeki aktörlerin rol yaptığını bilir. Parasını verir, bir buçuk saat, iki saat, ya eğlenir, ya hüzünlenir, ya düşünür. Film kötü de olsa, artist rolünü beceriksizce de yapsa, o film seyircisinin kaybı çok çok bir–iki saat ve bir de 10-15 liradır. Ancak mesleği artistlik olmadığı halde acâip rol kesen nice kimseler vardır ki, onların yaptığı artistik neticesinde nice kimse, hem parasını, hem inancını, hem vatanını kaybetmiştir. Tarih, koynunda haç taşıyan veya belinde zünnar sarılı imamların, şeyhlerin varlığını kaydetmiştir. Vaktiyle şeyh kılığına bürünen bir İngiliz ajanıyla ilgili bir kitap okumuştum. Adamın yaptıkları karşısında ağzınız açık kalır. Meşhur İngiliz ajanı Lawrence’nin yaptığı artistlik değil miydi? Arap şeyhi kılığında kabileler arasında dolaşmış, onları Osmanlı’ya karşı kışkırtmıştı. Bir adamdı, ama altı ülkeyi Osmanlı’dan kopardı. Onun için bu gibi artistleri yabana atmamak lazım. Ülkemizde bir FETÖ hâdisesi yaşandı, yaşanmakta. Bir adam binlerce insanı etkilemedi mi? Ağladı, ağlattı, sonunda yapacağını yaptı. Binlerce insanın inancını heder etti, ülke neredeyse kaos girdabına giriyordu. Rabbim bu ülkeyi ve bu milleti muhafaza etti.
İnsanlar, şu hadis-i şerifi bilmiş olsaydı, belki de o artistin gözyaşlarına aldanmayacaktı. Bakınız Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.) ne buyuruyor: “Bir kulun kötülük ve mâsıyeti son haddini bulduğu zaman o kul, gözlerine hâkim olur; istediği zaman yaş dökerek ağlar” (Muhtâru’lEhâdis, hadis no: 80).
Âlem-i İslâm böyle artistlerle dolu. İşin tuhafı şu: Kendisini akıllı bilen koca koca adamlar bu artistlere kanıyor. En son 25 yaşındaki bir delikanlı Çiftlikbank kurdu ve 80 bin kişinin 550 milyon lirasını dolandırdı ve yurt dışına kaçtı. 28 Şubat’taki artistleri hatırlayınız. Meşhur fıkradaki gibi, bizde bu ense, o artistlerin iplerini ellerinde tutanlarda bu para olduğu müddetçe biz daha çok tokat yeriz.
Şahsî kanaatim şu: Oscar ödülü dağıtacağız diye boşuna kendilerini helak etmesinler. Sosyal hayatta rol kesen, binlerin, on binlerin, yüz binlerin, hatta milyonların gözlerinin içine baka baka rol kesip de onları ayakta uyutanlara baksınlar ve asıl artistlik ödülünü onlara versinler. Evet, artistlik zor zanaat. Ama bizim içimizdeki o artistler de o zanaatın hakkını veriyorlar doğrusu…
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.