Davos Zirvesi’nde bir medya kuruluşuna konuşma yapan Cüneyt Zapsu çok önemli meselelere parmak bastı. Zapsu denince Türk milletinin aklına meşhur Davos krizi sonrası telaşlı görüntüler gelir. Ancak anladığım kadarı ile Zapsu artık Ankara’da pek dinlenmiyor. Henüz yalanlanmamış şöyle bir hikâye anlatılır. AK Parti’nin kuruluşunda Büyük Ortadoğu Projesi bağlamında oluşacak süreç malum Zapsu tarafından önce Deniz Baykal’a teklif edilmiş Baykal kabul etmeyince yeni bir ortak oluşturulmuştur. Baykal’ın kabul etmeme gerekçesi de “Sizler ülkenin tapusunu istiyorsunuz” cümlesi ile ifade edilir. Bu bilgi henüz yalanlanmadı. Hatta bu bilgiyi teyit eden başka bilgiler de geldi ve gelmeye devam ediyor. Dedim ya Zapsu artık Ankara’da itibar edilen bir adam değil. Bu onun kalitesizliğinden değil Ankara ile çalışmayı devam ettirmek istemesinden kaynaklanıyor.
Geçen hafta Davos’dan gelen video kaydının önemli kısmı kesinlikle siyasi olanı değil. Önemli kısmı meşhur bir profesöre olan Yuval Noah Harari’ye atıfla gelecek 15 yıl içerisinde olacak ve oluşacak Yeni Dünya Düzenine dair ipuçları. Evet, mesele Türkiye’nin ağırlığı tartışması değil mesele gelecek dünya düzeninin nasıl olacağı ve ona karşı nasıl bir hazırlık içerisinde olmamız gerektiği meselesidir.
Zapsu özetle bütün dünyada insanların kontrol altına alınacağı ve insanlık açısından büyük bir dönüşümün olacağını söylüyor. Bu dönüşümü ise sadece azınlık bir grup yapacak. Kim bu azınlık grup burası kapalı? Zapsu her daim güçten yana olmuştur. Güçten yana olmak ise ilkesizliği doğurur. Şimdi fi tarihinde ülkenin tapusunu birileri adına isteyen Zapsu, yine birileri adına gelecek dünya düzeninden bahsediyor. Ancak kendi evladına atıfla hazırlık yapmamız gerekiyor diye ekliyor. Nedir bu hazırlık bu sisteme uyum sağlamak mı yoksa Yeni Dünya Düzeninin gelmesini engellemek için bir gayret içerisinde girmek mi? İşte ak ile karanın, kargaşa ile saadetin ayrıldığı nokta burasıdır. Yakın bir gelecekte Yeni Dünya Düzeni dayatması ile karşı karşıya kalacağımıza herkes emin. Mesele bu dünya düzenini getirecek kişilerle mücadele mi edeceğiz yoksa teslim mi olacağız?
Sanal para, cinsiyetsiz birey, görüntüleme sistemleri, parmak izi ve yüz tanıma ile çalışan güya hizmet işleri ve cep telefonları, hastanelerde avuç izi okuma ve birçoğu artık bizi kontrol altına almak için bir gayretin adımları olduğu muhakkak. Yeni kimlik meselesine de kuşku ile bakıyorum. Bu kimliklerde izleme imkânı var mı yok mu sorusunun yetkililere sorulması gerekiyor?
Ancak dikkat buyurun Zapsu yukarıda saydıklarımın döneminin geçtiğini söylüyor. Artık insanın mahiyetine nüfuz edecekler. İnsanı değiştirecekler. İnsan, insan olarak kalmayacak ve bu durumu evrimci teoriye göre bir gelişim olarak takdim edecekler. Artık işlem masasında insan var. İnsanın idraklerine ve düşünce tarzlarına varlıksal olarak müdahale edebilecek seviyeye gelmiş durumdalar. Yani makineleşen insandan bahsetmiyoruz. Bir yanda köleleşen ve köleleştiğinin farkında olmayan insan öbür yanda, tanrıcılık oynama gayreti içerisinde olan zavallı insancıklar. Zavallı diyorum çünkü insan haddini aşıyor aştıkça hadsizleşiyor.
İnsanın mahiyetine dokunmaları ne demek biliyor muyuz? Şahsım adına tam biliyor değilim ancak insandan sadır olan bütün yapıp etmelerine karar verecek olanlar o azınlık grup olacak. Bunu hedefleyecekler. Başarırlar mı bilinmez ama hedef bu. Peki, bu hedefin tutması ne anlam ifade ediyor?
Mesela bir kişinin ne zaman uyuyacağına doğrudan onlar karar verecek, ne zaman uyanacağına da doğrudan onlar karar verecek. Kimi seveceğine, hangi takımı tutacağına, kime kızacağına, kızdığında nasıl bir eylem yapacağına, kiminle evleneceğine, ne hayal kurup ne rüya göreceğine kadar bütün her şey bu azınlığın elinde olacak.
Karamsarım ancak umutsuz değil. Çünkü müminin ümidi Allah’tır. Ancak insan ırkı hiç bu kadar büyük bir tehlike ile karşı karşıya kalmamıştır sanırım. Bu yüzden her zamankinden daha çok gayret içerisinde girmemiz gerekiyor. Gece gündüz Yeni Dünya Düzenine karşı Saadet Nizamı’nın kurulması için gayret sarf edeceğiz. Çünkü Saadet Nizamı fıtri olandır. Bu yüzden şimdiden fıtri olana ters olan her şeye karşı gelmek ve her şeyi fıtrat üzere yeninden konumlandırmak zorundayız. Aksi durumda insanlık yok olma tehlikesi ile karşı karşıya.
Mesele, sömürü düzeninden ver ırkçı emperyalizmimden öte bir duruma işaret ediyor. Artık ırk olarak varlığımız dönüştürülmek isteniyor. Önce evrim teorisine sonrasında evrimin getirdiği kavram haritasına her yönü ile bir felsefi başkaldırı başlatmalıyız. Aksi durumda bu gözü dönmüş azınlık bizleri yok etmek fikrinden geri durmayacak. Gelecek hiç olmadığı kadar yakın ve gelecek hiç olmadığı kadar karanlık. Şimdiden karanlığın aydınlığa dönmesi için bir nur kaynağına ihtiyacımız var. Bu kaynak kuşkusuz insanın mana yönüdür. Bu kaynak kuşkusuz insanın ulvi âleme bakan yönüdür. Son söz belki de onların tuzakları varsa bütün âlemi var edenin de tuzağı var demekten geçiyor. Ancak Allah’ın iradesi ne yönde tecelli eder bilinmez bizlerin bu iradeye muvafık bir gayret içerisinde olmamız gerekiyor.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(3)Abdurrahman Serdar - Sömürenlerin Davos'una karşı, bir İslam Davos'u teşkil edilmeli diye epeyce zamandır bir yazı hazırladım ama bu konulara kafa yoranlar az oldüğü için yayınlanamadı. Yalnız, inancım o ki, İslam Davos'u mutlaka kurulmalı.
" La ilahe illallah", diyen sürü gibi düşünüldüğü için dünyanın sonuna daha çok var, deniyor. Bütün sıfatlarına inanarak ve ona uyarak yaşıyan kaç kişi kaldı, bana söyler misiniz ?
Oysa, sıra büyük alametlere gelmiş durumda.. Nitekim, AMİK Ovasında, " dost görünen kuvvetlerle çatışmiya RAMAK kaldı.
Yakında, yeni türedi insanlar - ye'cuc ve me'cuc olabilir mi diye de insanın hatırına gelmiyor değil.
Zapsu'nun dediklerini, başka mahallerde de dinledim, ben. İnsanı insan olmaktan çıkaracaklar. Az kalmış, bakalım becerebilecekler mi ? İnsan İradesi belli zümrenin eline geçecek ! Yahudiyi - DARwin'in dediği gibi (mi ?) bir vakitler MAYMUN'a çevirmedi mi, Allah ?
Evangelist zihniyet de sonun Başlangıç"ına hazırlamıya çalışıyor, dünyayı. Israrla, MEHDİ'yi bekliyor ve de ZORLUYORLAR ! rivayet o ki.
Allah İMANIMIZI MUHAFAZA imkanı bahşeylesin, muhlis mu'mınlere.
O günlere biz ne hazırlıyabiliyoruz, acaba ?
Hasbünallah ve ni'mel vekil.......
Oğuzhan - Rahmetli Erbakab hocanın söylediği bu olsa gerek!!! "ya Allah'a kul olacağız, yada Siyonizme köle başka bir yol yok" Allahım bizi kendine kul, Peygamber (S.A.V) efendimize ümmet eyle
Serdar - yeni çipli kimlik kartlarına ihtiyaçları yok bizleri izlemeleri için daha evvelinde bunu cep telefonlarıyla yaptılar ve kimlik olayıyla daha sağlama alıyorlar
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.