Her ne konuda olursa olsun ölçü olmayınca konunun asıl değeri ortaya çıkmaz. Değer yerine yüzeysel vıcık vıcık tarafgirlik temayüz eder. Günümüzde ülkemizin en büyük sorunlarından biri ölçüsüzlük. Ölçü deyince genellikle konuyu sınırlandırma anlaşılıyor. Oysa ölçü konuyu sınırlandırma değil konuyu yaratmadır. Ölçü, konunun asıl değerini ortaya koyar. Ölçü olmayınca neler oluyor ülkemizde bir bakalım…
Müslüman olmak bir ölçüdür. Yahudi veya Hıristiyan olmak da öyle. Önce devletin işleyişine bakalım. Türkiye devlet olarak bir İslam devleti midir, hayır. Yahudi devleti mi hayır. Hıristiyan mı hayır. Herhangi bir dinin kuralları geçmeyen bir devlet. Peki, o zaman ölçü nasıl konulacak? Konulamıyor. Bugüne kadar yolsuzluktan yargılanıp da müebbet hapis verilen bir politikacı yok. Yolsuzluk yapmayan politikacı var mı? O da yok. Yolsuzluk milletin parasını şahsa kullanmaksa kul hakkına girmiyor mu, giriyor. Kul hakkının tanımı İslam’da var, laiklikte yok. O zaman ne olacak? Kimin gücü kime yetiyorsa o onun hakkını yiyecek. Her konuda. Sadece para mara değil. İtibar haksızlığı da bir kul hakkıdır. Bir kişiye kendi konusunda verilmesi gereken değer verilmiyorsa o da kul hakkıdır. Ki kul hakkının yenmesinin büyük kısmı ölçüsüzlükten kaynaklanıyor. Nasıl?
Adalet sistemi, benim adamım dokunulmaz şeklinde işletiliyorsa bunun ölçüsü ne olacak? Bir, sen kimsin? Eskiden halk arasında kadı için şeriatın başı deyimi kullanılırmış. Sen şeriatın başı mısın? Eğer öyle ise sorun yok. Ama devlet şeriata göre yönetilmiyor. Dolayısıyla sen kimsin? İkincisi bugün senin adamın ama yarın senin adamın olmayabilir o zaman ne olacak? Zaten benim adamım mantığı maddi çıkara dayanan bir mantıktır ki maddi çıkar sona erdiğinde benim adamımlık da sonra erecektir. Aynı adalet sistemine benim adamım atansın denildiğinde de aynı sorunlar baş gösterecektir. Çünkü benim adamım olarak atanan hâkim beni yargılayamaz. Yargılar ama yargı gerçekliği tahakkuk etmez. O zaman yargılanana sonsuz suç işleme yolu açık hale gelmiş olur.
Bir konuda toplantı yapılacak. Yani bir faaliyet olacak. Benim adamım gelsin mantığı işleme konursa ne olur? Senin adamın konunun yetkini değil, senin adamın konuyla hiç alâkası yok, senin adamın konudan nefret ediyor. Ne olacak şimdi; konu güme gitti. Oysa o konuda konuşma yapılacak, konu işlenecek, tartışılacak, gerekirse yepyeni bir çehre ortaya konacaktı. Hatta o konu sadece konuşulmayacak eyleme geçilecekti; insanlara yeni ufuklar gösterilecekti. Hiçbiri olmadı. Neden olmadı? Konuyla ilgili olmayan, olsa da yetkin olmayan senin adamlar gelince konu yaratılamadı; sıradan bir şekilde hatta çoğu oradan buradan aşırma sözlerle yüzeysel olarak vıcık vıcık değerlendirmeler yapılarak konu açılmadan kapatıldı. Neden böyle oldu? Ölçü olmadığı için. Başta bir ölçü belirleyip ona göre hareket edilseydi; senin adamın benim adamım yok şu konuda yeni ufuklar ortaya koymamız lazım; bu gereklilik için yetkin olan benim adamım olmayan hatta şahsen tanımadığım da olabilir yeter ki konu yaratabilsin mantığı işletilseydi yani konunun ehli (içinde) olanlar olsaydı; konu kendi gerçekliğine kavuşmuş olurdu. Bunlar olmuyor.
Ölçü koymayıp yalakalık düzeni oluşturulursa hem değerlendirme gerçek olmaz hem de kul hakkı yenilmiş olur. Bugün ülkemizde her konuda yalakalık düzeni olduğu için her şey derinliksiz bir şekilde cereyan ediyor. Dün düşman olanlar bugün dost oluyorlar. Oysa her iki durumda da gerçeklik yoktur. Döneklik hayatın olmazsa olmazı olarak işliyor. Neden? Maddi çıkarlar için. Ölçü olmadığında maddi güç devreye giriyor. Kimin kimde çıkarı varsa o onunla aynı fotoğrafta görünmeye çalışıyor. Fotoğrafta asıl yer alması gerekenler yer almıyor.
Vicdanın yerine maddi çıkar konulunca bütün fotoğraflar boş çıkıyor!
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.