İslâmi açıdan örtünme (hicab) iki türlüdür. Biri tesettür ki, açılmanın, açık olmanın zıddıdır. Diğeri tahaccüp (hicab duyma, utanma, karışmama)dır ki tebezzül (saçma, dağıtma, bir arada bulunma)nın zıddı olup namahrem ile karışıp bir arada bulunmaktır. Kadın , erkekler arasına karışmaktan ve açılmaktan men olunmuştur. (H. Döndüren, Delilleriyle İslâm İlmihali, 226)
Hayâyı korumanın ve bir ilahi emir olan örtünmeyi tam olarak yerine getirmenin yolu bilinçli olarak ve ibadet niyetiyle yerine getirmekten geçer. Bu ise madden örtünmeyi gerekli kıldığı gibi manen de örtünmeyi gerekli kılar. Nitekim Yüce Allah
“Takva elbisesi daha hayırlıdır.” (A’raf, 26) buyurarak örtünmenin takva boyutuna dikkat çekmiştir. Ayıp yerlerin örtülmesinde kullanılan elbise ile takva arasında bir bağlantı vardır. Bunun ikisi de elbisedir. Elbise bedenin ayıplarını örtüp kapatırken hayâ da kalbin ayıplarını kapatır ve onu güzelleştirir Çünkü Allah’tan korkmak bedendeki açıklığın çirkinliğini idrak ettirerek, utanç duygusunun meydana gelmesine vesile olur. Takva hissi olmayan facirler (alenen günah işleyenler) ne kadar giyinseler yine de kıçları açılmaktan kurtulamazlar. Takva hissi, iman korkusu, hayâ ve irfanı olanlar zaruri olarak çıplak kalsalar bile en azından Hz. Âdem (a.s.) ve Hz. Havva’nın yaptıkları gibi ayıp yelerini örterler. (Elmalılı, Hak Dini Kur’an Dili, 5/3505) “Rasulullah (s.a.v.), elbise giymiş olduğu halde çıplak sayılan kişiler hakkında şöyle buyuruyor:
“Cehennemliklerden gördüğüm iki sınıf vardır. (Biri) yanlarında sığırkuyrukları gibi kamçılar bulunup onlarla insanları döven kavim. (Diğeri) giyinmiş çıplak, sallanarak yürümeyi öğreten, kırıtan, başları horasan develerinin eğilmiş hörgüçleri gibi birtakım kadınlar. Bunlar cennete giremeyecek, onun kokusunu dahi duyamayacaklardır.” (Müslim, 2128) Bu hadis-i şerif Peygamberimizin mucizelerinden biridir. 676 Hicri yılında vefat eden büyük âlim İmam Nevevî daha kendi yaşadığı devir için şu gözlemini anlatıyor: “Bu iki sınıfın ikisi de mevcuttur. Resulullah’ın (s.a.v.) bunları görmemesi onun yaşadığı saadet devrinde bu küstahlar henüz zuhur etmediği içindir.”
Hadis-i şerifte geçen “kâsiyat” giyinmiş kadınlar “âriyat” ise çıplak kadınlar manasına gelir. Bu iki kelime birbiri üzerine atfedilince, “hem giyinmiş hem çıplak” demek olur. 1983 yılında ahirete göçen son Osmanlı alimlerinden Ahmet Davudoğlu hazretleri bu hadis-i şerifi şerh ederken o günkü bir kısım kadınların durumunu şöyle naklediyor:
Kadınların başlarının deve hörgücüne benzetilmesi, çeşitli bağ ve sargılar sararak onları büyüttükleri içindir. Bunu anlamak için de bugün herhangi bir sokağın başında bir dakika durmak kâfidir. Deve hörgücüne benzeyen kadın başının nasıl olduğundan asla şüphe ettirmeyecek niceleri muhakkak arz-ı endam ederek geçecektir. (AhmedDavudoğlu, Sahih-i Müslim Terceme ve Şerhi, 9/5711) “Vücudun siyah veya beyazlığını gösterecek şekilde naylon veya ince bir kumaşı giyip dışarıda gezmek haramdır. Ahlakın bozulmasına vesile olduğu gibi, fitne ve fesada da vesiledir. Namus ve şeref mefhumuna sahip kimse erkek olsun kadın olsun böyle bir elbiseyle gezemez. Böyle bir elbiseyle namaz kılmak da caiz değildir. Meselâ kadının saç rengini gösteren ince tülbent ile başını örtüp namaz kılması sahih değildir. (Halil Gönenç, Günümüz Meselelerine Fetvalar, 1/147) Çünkü bununla örtünme gerçekleşmemiştir. Erkeklerin kadın elbisesi kadınların da erkek elbisesi giymeleri caiz değildir.
İslâm’ın üzerinde durduğu teşebbüh (benzeme) sırf gayri Müslimleri taklid etmek değildir. Gayri Müslimlere benzemek haram olduğu gibi erkeklerin kadınlara, kadınların da erkeklere veya ehli fıska benzeme özentisiyle birbirlerinin kıyafetlerini taklit etmeleri de haramdır.. Nitekim Peygamber (s.a.v.) Efendimiz “Erkeklere benzemeye çalışan kadınlara ve kadınlara benzemeye çalışan erkeklere lanet etmiştir.” (Buhari, Libas, 61; Ebu Davud, Libas 28; Tirmizi, Edeb 34; İbniMace, Nikah, 22)
Yine Rasûlullah (s.a.v.) kadın elbisesi giyen erkeğe ve erkek elbisesi giyen kadına da lanet etmiştir. (et-Tergibve’t-Tergib, II/104; Gönenç , a.g.e., II/167)
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)Abdurrahman Serdar - Dünyada Müslümanlar, onun içinde ehl-i sünnet, onun içinde Hanefi'ler (Hele, 1926 - galiba - harf inkılabı ile Türkiyede) cahil bırakılmıştır, BİLE BİLE. Eski başbakanlardan İsmet Paşa, bu gerçeği, maksat, ESKİ dönem ile İRTİBATI KESMEK olarak açıklıyor. Buna Batı'ya hayranlık da eklenince iş zıvanadan çıkıyor. Bu itibarla, İslam aleminde, kadınların çoğu, anane (örf) olarak örtünüyor, ibadet şuuru unutturulmuş.
Esasen, İslam bir medeniyettir, Cehaletle bir arada bulunmaz. Bu bakımdan, Bosna-Sırbistan Bölgesindeki, bir yerde, bir MÜRŞİT "bizim tarikate girecek kişide Şeriat Bilgisine sahip olmasını ARARIZ, şarttır" diyor. MÜSÜMAN OLMAK bu yüzden zor bir iştir, emek ve alınteri ister. İdareci ve alimlerin işi, halkınki kadar çetin. A. hidayet eyliye
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.