Bismillahirrahmanirrahim;
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah (c.c)’a hamd ederim. Salât ve selâm, Peygamberimize âline ve sahabelerine olsun.
İnancımıza göre siyaset, insan ve toplumun maddi ve manevi varlığını korumak, dünya ve ahiret saadetini sağlayacak koşulları oluşturmak için yapılır. İnsan ve toplumun maddi ve manevi varlığını korumayan, dünya ve ahiret saadetini hedeflemeyen siyaset, zalimdir ve bu zalim siyasetten kimseye hayır gelmez. İnsan, Allah’ın kendisine verdiği akıl ve iman nimetini isabetli bir şekilde kullandığında adil ve hayırlı siyaset yolunu bulur ve bu yoldan ayrılmaz. Adil ve hayırlı siyaset, hakkı üstün tutan, tevhidi, birliği, mana kardeşliğini benimseyen siyasettir. Ülkemizde ve dünyada “zalimlerin siyasetine” itibar edildiği, önerdiği çözümlere iltifat edildiği için, bu siyasetin ürettiği sıkıntıların altında ezilip gidiyoruz. Hastalığa kızıyoruz, ancak hastalığa sebep olan mikroba söz söyletmiyoruz. Bu mikropla mücadele etmeden hastalıktan kurtulamayız.
TEMEL SIKINTILAR
Türkiye’de ve dünyada zalimlerin siyasetinin sebep olduğu sıkıntıları şöyle sıralayabiliriz.
- Toplumsal Çatışma ve Kamplaşma: İç ve dış politikada yaşanan gerginlik, zıtlaşma ve kamplaşma ülkenin en ciddi sıkıntısıdır. Bu zulüm siyasetinin dili, çatıştırıcı, ötekileştirici, muhalifini tahkir edici bir dildir. Bu dil, müzakere imkânlarını yok etmekte, taraflar arasında kin ve nefreti derinleştirmektedir. Bu dil yüzünden adeta düşman kamplarına ayrılıyoruz.
- Terör: Bugün bir numaralı meselemizdir. Terörü üreten materyalist eğitim, işsizlik üreten yönetim, israf, manevi tahribat gibi uygulamalara inatla devam ediliyor.
- Bozulan adalet sistemi: Mülkün temeli olan adalet, suçluyu bulup cezalandırmaktır, emeği korumaktır, hak ve hukuka riayet etmektir. Ülkemizde adalete güven kalmamıştır. Bu ciddi bir meseledir.
- Eğitim keşmekeşi: Eğitime tam bir keşmekeşlik hâkimdir, kimin eli kimin cebindedir, belli değildir. Okullar vasıflı insan yetiştirme yerine sadece diploma veren bir yapıya bürünmüştür. Orta öğretim artık, sanatkâr ve usta yetiştirmiyor. Üniversiteler ise sadece diplomalı işsiz insan yetiştiriyor. Tercih edilen materyalist eğitim, nesilleri yozlaştırıyor.
- Çelişkiler yumağına dönen dış politika: Ne yazık ki etkisiz ve dışlanır bir ülke haline geldik. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı ile kazandığımız itibar, yok oldu. Dost kabul edip ittifak kurduğumuz ülkeler, bizi artık gözümüzün içine bakarak, alenen arkamızdan hançerliyor. Medeniyetini üstün tuttuğumuz Avrupa, Suriye ve Irak’ta PYD, PKK ve İŞİD gibi terör örgütlerini destekliyor. ABD ise güya stratejik müttefikimiz, o da PYD ve İŞİD gibi terör örgütlerine açıktan destek vererek karakterini belli ediyor. Aynı inancı paylaştığımız Müslüman ve komşu ülkelerle münasebetlerimiz ise, her geçen gün daha da kötüleşmektedir.
- Ekonomik darboğaz: Ülke ve millet olarak büyük bir borç batağına saplandık. Kredi kart borçları anormal seviyelere ulaşmıştır. Ekonomimiz “obezite” hastalığına tutulmuştur. Asgari ücret açlık sınırının altındadır. Gelir dağılımında büyük bir adaletsizlik mevcuttur. Ekonomik kalkınmada coğrafi bir dengesizlik vardır. İç göç, tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Orta ve Doğu Anadolu boşalmaktadır. Tarlalar ekilmiyor, meralarda hayvanlar otlamıyor. Maalesef ekonomi yönetiminde israf ve savurganlık büyük açıklara sebep olmaktadır.
- Ahlaki ve manevi yozlaşma: Ahlaki ve manevi tahribat artıyor. Aile müessesi çöküyor. AB’yi bir medeniyet projesi olarak benimsediğimizden beri bu tahribat artıyor. Bunu tahrik eden TV programları adeta ahlaksızlığı teşvik eden diziler ciddi artış gösterdi. Eğitimimiz bu yozlaşmayı önleyici bir muhtevaya kavuşturulamadı. Ahlaki değerler aşınıyor. Rüşvet ve yolsuzluk, israf ve savurganlık artıyor. Yaşanılan bu ve benzeri sıkıntılar, kendiliğinden olan şeyler değildir. Bu sıkıntılar; takip edilen, iltifat ve itibar edilen “şer ve zulüm siyasetinin” doğal sonucudur. Mikrop hastalık üretir.
AK PARTİ’NİN YOLU
Her şeyden önce ifade etmeliyiz ki bir Müslüman, hiçbir insana kin ve nefret içinde olamaz. İnancımızın gereği, sevgi ve şefkat içinde olur. Biz, zalimin zulmüne, inkârcının inkârına, münafığın nifakına, müşrikin şirkine, tavır koyup mücadele ederiz. Ancak bu insanları yaptıkları bu kötü fiillerden uzaklaştırıp kurtarmak için de elimizden gelen her türlü gayreti göstermeyi inancımızın gereği sayarız. Bu ilkeden hareketle deriz ki, bundan on yedi yıl önce Milli Görüş’ten ayrılarak AK Parti’yi kuran kardeşlerimiz, bu yeni yollarında kendilerine bir takım prensipler edindiler ve 3 Kasım 2002’den bu yana bu prensipler çerçevesinde ülkeyi yönettiler. AK Parti’nin benimsediği prensipler; “a- ABD ve İsrail ile stratejik müttefiklik, b- AB’yi Medeniyet Projesi görme, c- Liberal, Kapitalist, Faizci ekonomik sisteme uyum” yoludur. Biz baştan beri bu prensipler ile Türkiye’nin hiçbir yere gidemeyeceğini ısrarla dile getirdik. Gidilen bu yol, yanlış ve batıl bir yoldur. Kim tartarsa tartsın bozuk terazi ile doğru tartı olmuyor. ABD ve bilhassa İsrail ile müttefiklik bizi bölünmeye götürür. AB’yi bir medeniyet projesi olarak görmek ise bizi ahlaki yozlaşmaya, manen yok olmaya götürür. Liberal, Kapitalist, Faizci ekonomik sisteme uyum ise Türkiye’yi madden çökertir. Millet olarak yaşadığımız sıkıntıların tamamı, bu yanlış istikametin ve benimsenen şer ve zalim siyasetin sonucudur. Şerden hayır çıkmaz arkadaş. Söylediğimiz şey budur. Hesap gününe hakikaten inanan bir insanın yürüyeceği yol, AK Parti’nin benimsediği bu üç prensip yolu olamaz. Zalimlerin siyasetine eklemlenerek saadet bulunmaz. Yapılan bu müspet ve yapıcı nasihatlerin kıymetini bilip itibar edenler ancak, bu yanlış yoldan döner ve kurtuluşun yoluna girer.
KURTULUŞUN YOLU
Kurtuluşun yolu, peygamberlerin benimsediği “adil siyaset” yoludur. Bu siyasetin düzeni “Adil Düzen”dir. “Adil Düzen” isteyenler için tek doğru adres, Saadet Partisi’dir. Selam hidayete tabi olanlara…
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)I.yildiz - Rahmetli Erbakan Hocamız, AKP'ye hiçbir zaman "AK" demedi...Sizler niye böyle demeye başladınız...Bu kadar -haklı- eleştiriden sonra bunları "AK" lama olmuyor mu...
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.