Karayipler ve Amerika Birleşik Devletleri’nin Florida Eyaleti’nde etkili olan Huricana İrma Kasırgası dünya gündemini meşgul ederken, Müslümanlara karşı katliamlar yaşanan Arakan’daki sessizlik hâlâ devam etmektedir. Burma/Myanmar’da Naf Nehri’ni ölümcül şartlar altında geçip Bangladeş sınırına ulaşmaya çalışan iki yüz bini aşkın Rohingya Müslüman’ının dramı ise içler acısı bir tablo ortaya koymaktadır.
Myanmar’ın Devlet Başkanlığı’ndan Sorumlu Devlet Danışmanı (State Counselor) Aung San Suu Kyi, lideri olduğu Demokrasi İçin Ulusal Birlik Partisi (NLD) Kasım 2015 seçimlerini kazanmasına rağmen, eşi Michael Aris ve iki çocuğu İngiliz asıllı olduğundan Myanmar Anayasası gereği resmi olarak Devlet Başkanı unvanıyla koltuğa oturamadığından, destek verdiği danışmanı Htin Kyaw, 30 Mart 2016 tarihinde Myanmar Devlet Başkanı olarak göreve başladı. Buna rağmen, Myanmar Genelkurmay Başkanı U Min Aung Hlaing, Myanmar’ın asıl lideri ve söz sahibi olarak ön plana çıkmaktadır.
Myanmar’da 1940’lı yılların bağımsızlık lideri Aung San’ın kızı, Nobel Barış Ödülü sahibi ve en önemlisi seksenli yıllarda Myanmar’ın Özgürlük Erdemi (Pragon of Liberty) ikonu nitelemesiyle ön plana çıkan Aung San Suu Kyi, uzun yıllar ev hapsinde tutulmasına rağmen, şu anda kendisinden beklenenin aksine, Myanmar’daki askeri cuntanın başındaki Myanmar Genelkurmay Başkanı U Min Aung Hlaing’in adeta kuklası konumuna gelmiştir.
Myanmar’ın kleptokratik askeri cuntası, Arakan’daki yeraltı zenginlikleri uğruna, kendilerinden menkul ve hiçbir mesnedi olmayan ‘Bengalî’ nitelemesiyle Rohingya Müslümanlarını vatansız bırakıp zecri uygulamalarla (coercive measures) Bangladeş’e göçe zorlamaktadırlar. Oysaki Rohingya Müslümanları, Arakan’da ardıl (successors) olmayıp, dokuzuncu yüzyıldan beri Arakan’ın yerleşik halkı olarak ön plana çıkmaktadırlar. Bengalî olarak işaret ettikleri ise, İngiliz sömürgesi döneminde pirinç tarlalarında geçici olarak istihdam edilen ve oranın asli unsurları olmadıkları için şu anda Arakan’da varlıkları mevcut olmayan insanlardır.
Budistler, yeni enerji kaynakları uğruna büyük çapta etnik ve dini temizlik yürütmektedirler. Her ne kadar gazeteciler ve yardım kuruluşlarının Arakan’a girişleri serbest olmasa da, uydu üzerinden tespit edilen görüntülerde, Rohingya Müslümanlarına ait yerleşim birimlerinin birer birer haritadan silindiği apaçık ortaya çıkmaktadır.
Myanmar Parlamentosu alt kanat üyesi, Birlik, Dayanışma ve Kalkınma Partisi (USDP) Meiktila Milletvekili Maung Thin ve Tatmadaw Milletvekili Htin Lin Oo, ülkenin “etnik ırkı”nı korumak, ulusal güvenliğini sağlamak ve en önemlisi etnisite teyidi amacıyla DNA veri tabanı oluşturulması ve Myanmar vatandaşlığının ona göre düzenlenmesi için kanun teklifinde bulundular. Alt kanatta gündeme alınan bu kanun teklifi, 150 kabul oyuna karşılık 222 oy ile ret edildi. Bu yaklaşım bile Myanmar’daki vahim durumu ortaya koyması bakımından önem arz etmektedir.
Myanmar Hükümeti, Arakan Eyaleti’nin yer aldığı Bengal Körfezi’nde yer alan zengin hidrokarbon yatakları, Rohingya Müslümanlarının yaşadığı Than Shwe gibi bölgelerdeki verimli petrol ve doğalgaz türü enerji kaynakları ve Myanmar’ın Kyaukphyu Limanı’ndan, Çin’in Yunnan kentinin Kunming bölgesine kadar uzanan boru hattı, birçok Çin ve Hint şirketlerinin Arakan’da yatırım yapmaları için Rohingya Müslümanlarının yaşadığı bölgeler önemli birer cazibe merkezine dönüşmüştür. Buradaki zengin su kaynakları da, Çin ve Hindistan gibi komşu ülkelerin iştahını önemli ölçüde kabartmaktadır.
Bu bölgedeki ekonomik çıkarlar, Sino-Myanmar işbirliğini önemli boyuta getirmiş durumdadır. Myanmar Hükümeti, 2012 yılında bu bölgeye yatırım amaçlı 7.000 hektar tahsis etmişken, bu rakamın son aylarda 1.268.077 hektara çıkarılmış olması ve bu arazilerin Rohingya Müslümanlarının yaşadığı alanlarda yoğunlaşması dikkat çekicidir.
Batı’nın, jeostratejik açıdan Myanmar’ın en önemli bölgesinde yer alan Rohingya Müslümanlarının acı feryadına sessiz kalmasının bir nedeni de; Sino-Myanmar yakınlaşmasını zora sokmak ve Müslüman katliamları üzerinden planlar yaparak kendilerine yakın gördükleri Aung San Suu Kyi’nin bir an önce güçlü şekilde Myanmar’daki yönetimde inisiyatifi ele geçirmesine zemin hazırlamaktır.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)Kaya - Neden bazı kelimelerin İngilizce cevrimine ihtiyaç duyuyorsunuz sevgili hocam ?
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.