Onu çok özlüyoruz.
Gazetemizin Topkapı tesislerindeyiz. Mescidde diz çökmüş,
halka olmuşuz. On kişi ya varız, ya yokuz. Hoca mızı dinliyoruz.
Bir cümlesini, sadece bir cümlesini aktarmak istiyorum o
sohbetinden.
Enflasyonu düşürmeyi bilmez. Kendisine söyleneni yapar.
Yüzde yüzleri aşan enflasyon rakamları görecek ülkemiz. Paramız puldan da
değersiz olacak!
Bu mealde idi söyledikleri. İşte ben bu noktada, acabalar
geçirdim aklımdan. Acaba, sevgili Hoca mız siyasi rekabet dolayısıyla mı böyle
konuştu
Hiçbir zaman, hiçbir yerde dillendirmedim, aklımdan o
anda geçen bu acabaları.
T.Özal ın iktidar olmaya hazırlandığı zamanlardı.
Kendisine bir mektupla şikayetini yazan bir memura verdiği cevabı altını
imzalayarak çoğaltmış ve her adrese postalamıştı T.Özal.
Yüzde 10 civarındaki enflasyondan şikayet eden memura
diyorduki: Enflasyonu yok edeceğim, sizleri ezdirmeyeceğim!
Milli Gazete mizin mescidinde o gün rahmetli Hoca mız,
T.Özal ın bunu başaramayacağını, aksine enflasyonu hayallerin ötesine
taşıyacağını anlatmıştı.
Hiçbir zaman, hiçbir yerde dillendirmedim dediğim ve o
anda aklımdan geçen o acabalar, sonraki zamanlarda her hatırladığımda utandırdı
beni.
Hoca mın anlattıklarına ragmen ben T.Özal ın,
enflasyonsuz bir Türkiye istediğine niçin inanmıştım ki
Dağıttığı o propaganda mektubu mu etkili olmuştu bu
yanılgımda, yoksa partimizden İzmir adayı yapılması mı Belki de aynı Hoca nın
önünde diz çökmeleri.. Bilemiyorum.
Hoca mız rahmetli olduktan sonra arkadaş camiamızda
birkaç kere anlattığım bu olayı, bugün burada bir itirafname olarak yazıyorum.
Hoca mıza tek muhalefetim ve pişmanlığım budur.
***
Ona karşı, Onun anlattığı Milli Görüş e karşı
oluşturulan, desteklenen, programlanan vak aları da istikbalin Milli Görüşcü
sosyologları için sıralamak istiyorum.
Adalet Partisi nin içinden muhafazakar etiketli
Demokratik Parti çıkarılmıştır. MSP nin 1973 seçimlerinde birinci parti
olmasını engelleme görevini yaptıktan sonra dağıtılmıştır.
Adalet partisinin yokoluşa gitmesini önlemek için
MSP-CHP koalisyonu bozdurulmuştur.
Bugün hükumetin davalı olduğu hareket, insanların Milli
Görüşçü olmalarını engellemek ve karşı durdurmak için Özel oluşturulmuştur.
MSP nin milletvekili sayısının düşürüldüğü 1977
seçimleri mükerrer oylu seçimler olarak kayıtlara geçmiştir.
İhtilalden sonra oluşacak seçim ortamında Milli
Görüş ün iktidarını önlemek için, T.Özal cilalanmış ve pazarlanmıştır.
28 Şubat ta Milli Görüş ü iktidardan indirmek için
kartel medyası oluşturulmuş ve ülkenin imkanları/toprakları onlara peşkeş
çekilmiştir.
AKP ve güllerini.. Zaten biliyorsunuz.
Lozan rahatlatması
CHP nin yayın organlarından sayılan Akbaba nın 11 Temmuz
1936 tarihli sayısının bu kapağına hiçbir mana veremezdim.
Bu sayıdan sonraki sayılarında da yoktu, ne bir açıklama,
ne de bir başka karikatür.
Tarihci değildim. 1936 yılında Çanakkale Boğazı nın, ki
İnönü kapımız diyor oraya, kontrolümüzde olduğunun vurgulanmasını, gittiğim
okullarda öğretilen hangi bilginin ışığında anlayabilecektim; bilemedim.
1936 yılının bir özelliği olmalıydı. Ama ne
Engin Ardıç tan okudum. Ondan aldığım iki paragraf, o
karikatürün de izahı idi.
1940 ları da özlüyorlarmış
İlk tepkiler İnönü bile bazı gazetelere el koymamıştı da
kapatmakla yetinmişti. Gibi cümlelerle anlatılmıştı.
İnönü bile.. Yani o güçlü Milli Şef. Sen kimsin
Kim olacak Ana muhalefet partisi CHP nin genel
Sekreteri.. Ne diyordu
8-9 Haziranda ilk işimiz bu kirli gazetelerin tamamına
el koymak olacaktır.
Derin bir nefes alıyor ve tekrar tamamına diyor.
Tıpkı İnönü gibi..
Evet, yanlış yazmıyorum. Tıpkı İnönü gibi konuşmuş Genel
Sekreter. Bu tavır İnönü tavrıdır. Bakmayın siz, bunlar İnönü yü de aşmışlar,
diye yazanlara.
CHP, Şişli de İnönü gibi olamayınca, genel siyasetinde
İnönü gibi olmak isteyenleri öne çıkarıyor.
Asıl mesleği garsonluk olan halk çocuğu, diyorlar el
koyucu Genel sekreteri anlatırken, müstehzi bir edayla.
Garsonsa garson. İnönü savaşları oldu da kazanmadı mı
Peki Şişli de kim kazandı Gerçi bize ne.
Biz, tıpkı İnönü gibi yi anlayalım.
10 Nisan 1950. Mareşal in cenazesi Beyazıd camii önünde
beklemekte, İstanbul radyosu oyun havaları çalmakta.
Üniversite gençliği, Milli Şef iktidarını protesto ede
ede ve çığ gibi büyüye büyüye, omuzlarının üstünde Eyüp Sultan a ulaştırır
Mareşal in tabutunu.
Bir ay sonra 14 Mayıs da seçim yapılacaktır.
Milli Şef o seçimin son mitingi İstanbul Taksim dedir.
Küçük vali sıfatıyla maruf valisi Fahrettin Kerim, meydanlara sığmayan o günün
İstanbullularını eliyle takdim eder paşasına. Tarifi, bir devrin bitişini
anlatmanın darb-ı meseli olmuştur sonraları:
İşte paşam, İstanbul!
O kadar İstanbulluyu karşısında bulur da Milli Şef lik
yapmaz mı İsmet Paşa: Yapar.
İşte o gün söyledikleri. Mareşal in cenazesinden sonra
katıldığım ikinci büyük mitingdi demişti Recai Kutan ağabey.
Kürsünün hemen yanında idim, diye de vurgulamıştı.
O cenaze dolayısıyla bütün devrim kanunları
çiğnenmiştir. Seçimden sonra tüm faillerini tek tek tesbit ettirerek, hesabını
sorduracağım, zindanlara attıracağım!
1950 14 Mayıs ında CHP Genel Başkanı İnönü böyle
konuşuyor. 2015 07 Haziran ında CHP Genel Sekreteri öyle konuşuyor.
Ne fark var Taze Genel Sekreterin yaptığı İnönüleşmek
değil mi
Kalemşorlarınca, bu ülkeye demokrasiyi getiren adam diye
övülen İnönü nün bu konuşmasını, neden hiç yazmadılar, hiç değilse, işte paşam
İstanbul konulu yazılarında
Utandıklarını bugün Genel Sekreterleri davulla, zurnayla
ilan ediyor.
Demokrasi, ülke insanına saygıyı gerektirir. Ölüsüne de ,
dirisine de.. Milli Şef in o eksikliği bugün izdüşümlerinin rahatsızlığıdır,
hastalığıdır,çılgınlıklarıdır.
Olur şey değil!
Üsküdardan vapura binmişti. Yolun yarısında, kısa boylu
zayıf bir adam, eline aldığı açayip bir kemanla bir takım garip parçalar
çalmaya başladı. Canı sıkıldı, içerledi. Hele o kısa boylu adamın elinde
şapkası, parsa toplamaya başladığını görünce büsbütün barut kesildi. Adam onun
önüne gelmiş, şapkasını tutmuş duruyordu.
- Ne istiyorsunuz Dedi.
- Keman çaldım da bir şey lütfeder misiniz diyorum
- Garip şey... Ben de sizi, bu kötü kemanınız için af
dilemeğe gelmiş sandımdı...
Sayın Tayyip ve The Şapgalı Baba
Hata Hata içinde
- Hoca mısın, banka patronu musun
- Kim diyor, kime diyor, nerde diyor Cenazelerini
kaldıracak hoca mı arıyorlar Binaenaleyh yanlış yerde, yanlış zamanda, yanlış
hoca ya kaçanların; yanlış bankaların, yanlış patronlarından kredi istemeleri,
talep etmeleri, arzulamaları yanlıştır, hatadır, ayıptır.
- Hoca mısın, banka patronu musun
- Hangisine benzetiyorsun, ne olmasını istiyorsun
Binaenaleyh ardına düşerseniz hocanız olur, eline banka verirseniz patron olur.
İki şıklı sorular tehlikelidir, dikenlidir, mayınlıdır.
- Hoca mısın, banka patronu musun
- Ne yapacaksın Belediye kurslarına mı alacaksın,
Amerikadan yeşil kart mı aldıracaksın Binaenaleyh insanlara meslek uydurmak
fevkalade yanlıştır, hatadır, ayıptır.
***
- Erkeksen çık ortaya!
- Kim bağırıyor, kime bağırıyor, niçin bağırıyor Ortaya
çıkmak şarta mı bağlandı. Binaanelayh Kenardan geçeyim yol sizin olsun devri
bitmiştir, tükenmiştir, kalmamıştır.
- Erkeksen çık ortaya!
- İhtimal hesabı mı yapılacak Nasıl anlayacak, ölçüsü ne
olacak Uymuyorsa nereye inecek Binaenaleyh erkekmetre tutmak fevkalade
hatadır, yanlıştır, ayıptır.
- Erkeksen çık ortaya!
- Hangi ortaya çıkacak Küçük orta var, büyük orta var.
Baş var, başaltı var. Binaenaleyh cazgırlık fevkalade zordur, güçtür,
mukavimlidir. Caz yapmakla cazgır olunmaz.
- Erkeksen çık ortaya!
- Nasıl çıkılacak Ortaların barajların üstüne yapılması
fevkalade hatadır, yanlıştır, ayıptır. Asansör kazalarının önünü alamazsınız.
- Erkeksen çık ortaya!
- Elma dersen mi çıksın, armut dersen mi çıksın
Binaenaleyh ortaya çıkılacak da ne olacak Yeni bir ortaklık mı kurulacak Adi
ortaklık mı, anonim ortaklık mı Amerikan borsalarına paralel işlem yaptırmak
fevkalade hatadır, yanlıştır, ayıptır.
İkna odacıları nerde
Kadına şiddetin kınandığı, sloganlı bir yürüyüş yapılmış
İstiklal Caddesinde.
Eylemi kadınlar yapmışlar.
Muhafazakar cenah haricindeki kadınlar.
Seyirci bir AD kelamşoru erkek diyorki: Eylemciler
arasında Başı kapalı tek kadın bile görmediğim için bu sonucu çıkardım. Adam,
AD kalemşoru. Ne kendisine, ne de eylemci kadınlara bir soru yöneltecek değil.
En basiti, ama neden, bile diyemez. Kadına şiddetin kınandığı kadınlar
yürüyüşünde, Muhafazakar cenah ın kadınları niçin yoktular
Kendilerine şiddet uygulayanlarla, göz göze, yüz yüze
gelmemek için mi Utanabilirler diye mi düşünmüşlerdir
Sen kendini anlat, biz anlarız
Adalette, haksızlık yapmakta veya emaneti ehline vermemekte,
kısa devre ve çıkara dayalı siyaset yapmakta adım atmaya başlarsak
Bir tv kanalında konuşan Bülent Arınç ın ağzından bu
kelimeleri duyduğunda her insan gayri ihtiyari bir Allah, Allah çeker. Sonra
da bağırıp çağırmaya başlar o anda etrafında olanlara ya da horantasına.
Başlarsak, diyor yahu! Oniki yıldır yaptığınız ne Hala
başlarsak diyor Sizin yerinize bir başka başlayan mı vardı Başlayanlardan
haberiniz yok mu idi Adım atmaya başlarsak mış.. Ne adımı, ne yürümesi.. On
iki yıldır koşuyorsunuz.. Millet sağa sola niçin kaçıyor sanıyorsunuz Koşarken
çarpmayasınız diye..
AKP liler böyle demeçleri, yani içinde adalet olan,
emanet olan demeçleri, özellikle veriyorlar, biliyoruz. Saadet Partisi nin
önünü kesmek için.
Fakat konuşsunlar. Kendilerini böyle anlatmaları Saadet
Partisi ne davetiyedir.
Necati TUNCER
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.