Günah olan her “davranış” aynı zamanda suçtur ve arazi bir durumdur. Çünkü haram kılınan davranışlar, insan fıtratıyla uyumlu değildir. Bu davranışlar sadece toplumun huzurunu ortadan kaldırmakla kalmaz kişinin ruh sağlığına büyük zararlar getirir.
İnsanın iyilik ve kötülükle tanışması dünyaya geldiği anda başlar. Çocuk kötülüğün ne olduğunu doğal yollardan öğrenir. Aile bu süreçte çocuğun eğitimini gönüllü olarak üstlenen bir eğitim ortamıdır. Anne baba çocuğu iyiliğe teşvik eder, kötülükten uzak kalması için yardımcı olurlar. Çocuk erken yaşlarda neyin iyi neyin kötü olduğunu kavrar.
İyilik insanın değerini yüceltir, kötülük ise aşağı doğru çeker ve çelimsiz kılar. Çünkü kötülük özünde negatiftir, sadece kişinin kendisine değil çevresindeki insanlara da olumsuz bir etki bırakır. Yani iyilik gibi kötülük de bulaşıcı bir etkiye sahiptir. Kötülüğü karakter haline getirmiş kimseler bulundukları çevreye karanlık bir atmosfer yayar ve kötülüğü bulaştırırlar. O yüzden vaktimizi doğru insanların yanında geçirmeye özen göstermeliyiz.
Kötülüğü benimsemiş ve alışkanlık haline getirmiş bir kişi ile aynı ortamda bulunmak zorunda kalsanız, bir süre sonra bu kişinin ruh hali sizde belirgin bir rahatsızlık uyandırır, içiniz sıkılır, bunalır ve ortamı terk etmek istersiniz.
Peki, kötülüğün hamallığını yapan ve bunu tutum ve davranışları ile sergilemekten kaçınmayan bir kişi ile aynı ortamda bulunmuşsanız tepkiniz ne olur
İnsanlar böyle durumlarda üç tür yaklaşım sergiliyorlar:
1- İlk günler, karşınızdaki kişinin kötülüğüne tepki gösterir ve uyarıda bulunursunuz. Fakat zaman geçtikçe kötülüğe aşına olur ve bu kişi gibi davranmaya başlarsınız.
2- Karşınızdaki kişinin sergilediği kötülük iç dünyanızda negatif etki yapar. Kendinizi kötü hisseder ve ortamdan uzaklaşmak ister ve uzaklaşırsınız.
3- Kötünün kötülüğünü ortadan kaldırabilmek için tebliğ yapar ve karşınızdaki kişiyi bir şekilde ıslah edersiniz. En makbul olan budur fakat bir kişiyi olumsuz davranışından vazgeçirebilmek sanıldığı kadar kolay iş değildir.
İnsanlarımız gördüklerini ve duyduklarını ayıklamaya tabi tutmadan almaya ve taklit etmeye meyillidirler. Onlar gün içinde, sokakta evde ya da iş ortamında onlarca kötülüğe şahit olur fakat kötüyü ortadan kaldırmak yerine taklit ederek kötülerin safına katılırlar. Çünkü kendilerini ayakta tutacak kuvvetli bir bilinç ve donanıma sahip değiller. O yüzden suyun yüzeyindeki saman çöpü gibi verilen her şeyi sorgusuz alıp hayatlarına taşırlar. Kötülüğü ortadan kaldırmak için çaba gösteren kimseler ise bu çağın meczupları olarak tanımlanarak hayatın dışına itilir ve dışlanırlar. Ne acı!
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.