Ona Bergamalı Cevdet Efendi derlerdi. Vakarlı,
ağırbaşlı, temkinli ve alabildiğine iffetli ve dürüst insandı.
Başında sarığı, sırtında cübbesi, günün erken saatinde
evinden çıkar, mektebine giderek akşama kadar talebeleriyle haşır neşir
olduktan sonra her zamanki ciddî ve huzurlu haliyle evine dönerdi. Ne ki bu
dönüşe, evinden ziyâde, kitaplarına kavuşmak denebilirdi. Zira Bergamalı Cevdet
Efendi ile kütüphanesi arasında adeta ezelden ebede uzanan platonik bir aşk
vardı. Canlı, neşeli ve kabına sığamayan genç karısının itiraz, isyan ve
ricalarına rağmen sevgilisinin birini rafa koyarken bir başkasını alır, gözünden
ev-bark çoluk-çocuk silinircesine okur, okurdu. Ama bazen, içine dalıp
kaybolduğu bu dünya ile kendi arasında bir el, genç bir kadın eli hiddet ve
şiddetle uzanır ve kocasının okuduğu kitabı kaptığı gibi fırlatıp pencereden
bahçeye atardı.
Bergamalı Cevdet Efendi, karısının bu haklı protestosuna
içinden kızmış olsa bile, belli etmez, aşağı inerek kitabı çiçek tarhlarının
arasından alır; tozlarını temizler, şayet cildi bozulmuşsa, ertesi gün tamire
götürür; yukarı çıkıp karısıyla karşılaştığı zaman da bütün sitemi:
Hanımcığım, Allah sizi affetsin! demekten ibaret
kalırdı.
Her şeye rağmen kocasını çok seven ve için için de takdir
eden genç kadın işi daha ileri götürmez, bir ikinci krize kadar öfkesi küllenir
ama pusuya yatıp taşmak için yeni bir fırsatı gözlemekten geri kalmazdı.
Neyse ki, kitap düşkünlüğünden vazgeçemeyecek olan Cevdet
Efendi nin, karısına karşı giriştiği, oyuna benzer, hileye benzer masum bir
kurnazlığı, zaman zaman genç ve güzel karısının, kitaplarına olan hışmını tadil
eylemekteydi. Zira okuma düşkünlüğünün selâmeti adına, karısına tarih zevki
aşılamış, böylece de alâkasını bir başka tarafa toplamak gayretiyle etrafına
cilt cilt tarih kitapları yığmıştı. Onun için de elindeki kitapla köşesine
çekildiği zamanlar, genç kadının da bir başka köşede tarih kitaplarına başını
eğmiş olduğu sık sık görülürdü. Aile hayatını bir ibadet, evini de bir mâbed
bilen eski cemiyetin kadını, küçük anlaşmazlıklar için bu kudsî çatı altının
dirliğine düzenliğine yıkıcı silleler indirmez, mevcut ahengi bozup çoluğun-çocuğun
ağız tadını kaçırmazdı.
Hem Cevdet Efendi başını kitaplarından kaldırmıyor, az
konuşuyor, gezip tozmaktan hoşlanmıyorsa, bütün bu eksikler, sâhip olduğu
fazlalıkların yanında ağıza almaya değer miydi Zira onun ne iffetli, ne
dürüst, ne edepli ve ne ölçüde imanına, toprağına bağlı mazbut bir aile babası
olduğunu, kendisi bilmezse kim bilebilirdi Sözlerinde, hislerinde asil bir
sükûnet bulunan bu tok gözlü, yumuşak başlı adam da nihayet insandı
Ama genç kadın kabul ve tasdik ettiği bütün bu seçkin
vasıflarına rağmen, zaman zaman şen, şakrak, gülüp söylemesini seven mizacının
bir şeytan gibi araya girip, onu kocasıyla itişmeye sevketmesine de mâni
olamazdı. Ne ki Cevdet Efendi denen o temkinli sabır abidesi, bütün bu hiddet
ve isyan sahnelerini hoş görüp tatsızlık çıkarmazdı. Sen, canı gibi sevdiği
kitaplarını elinden çekip al sonra da pencereden fırlatıp at, bu da yapılır
işlerden miydi Ama kendisi yapıyordu işte... Şu var ki, tek taraflı kalan bu
öfke nöbetleri, mukabele görmediği için parlamasıyla sönmesi bir olup gidiyorsa
bu, Bergamalı Cevdet Efendi nin olgun ve hazımlı tutumu yüzündendi. Hâlbuki
elâlemin kocalarının ne sudan bahanelerle karılarına etmedikleri hakaret mi
kalıyordu *
Siz de şayet fazla kitap okuyor ve eşiniz de bundan rahatsız
oluyorsa yapacağınız tek şey kitapları birlikte okumak ya da eşinizin mizacına
göre kitap alıp onu da okumaya alıştırmak
Elhak insan adam
olan Bergamalı Cevdet Efendi ye ve eşine Rabbim rahmet eylesin
Son bir not:
Bergamalı Cevdet Efendi nin Arapçadan tercüme ettiği Mâverdi nin Yüce Hedefler
Kitabı nı (Haz. Yaşar Çalışkan, Büyüyen Ay Yayınları) bütün okuyuculara ısrarla
tavsiye ediyorum
* Samiha Ayverdi, Hatıralarla Başbaşa, Kubbealtı
Yayınları, İstanbul 1998, s. 130-132.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.