Cari açık büyüdükçe kötü şeyler olacağına dikkat çeken ATO Başkanı Sinan Aygün "Eğer bu program, bu bağlılık devam ederse, ki şu an sıcak paranın altına süpürüyorsunuz, bunun altından kalkamazsınız" dedi.
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, büyüme rakamlarını eleştirerek, "İthalat ile ihracat arasındaki açıklık artarak devam ediyor. Bu makas büyüdükçe Türkiye de hiç iyi şeyler olacağını sanmıyorum" dedi.
Aygün, 61 ayrı Meslek Komitesi nin katılımıyla ATO da düzenlenen, "Genişletilmiş Olağan Meclis Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, milli gelirin 2 bin 500 dolardan 5 bin dolara çıktığının, Türkiye nin büyüdüğünün söylendiğini, ancak bu büyümenin "hormonlu, dopingli büyüme" olduğunu savundu.
Merkez Bankası ve Hazine Müsteşarlığı verilerini değerlendiren Aygün, 2005 yılının 4. çeyreğinde Türk Lirası nın Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) bazında yüzde 146 değerli olduğunu belirterek, "Türk Lirası yüzde 147 değerli olduğu anda 2001 krizi olmuştu" dedi.
"Türkiye büyümedi. Bu büyüme şikeli, köpüklü, ithalatı patlatarak, dövize baskı yaparak büyüme" diyen Aygün, dövize yapılan baskı üzerinden iç borcun arttığını, kişi başına milli gelirin ise 1850 dolar "hormonlu beslendiğini", aslında kişi başına düşen milli gelirin 3 bin 150 dolar olduğunu savundu.
Nüfus dilimlerine bakıldığında ise gelir dağılımı adaletsizliğinin ne kadar büyük olduğunun görüldüğünü anlatan Aygün, şöyle konuştu:
"İç borç stoku 2004 te 220 katrilyon, bugün ise 244 katrilyon. Dış borç 130 milyar dolardan 165 milyar dolara gelmiş. Çizgi yukarı doğru gidiyor. Toplam borç stoku 348 milyar dolara çıkmış. Stokun GSMH ya oranı yüzde 90 a yaklaşmış durumda. Bunların hepsi tıraşlama, köpükleme, kazıma, halı altına süpürmedir. Borç azalmıyor, çevriliyor. İthalat ile ihracat arasındaki açıklık artarak devam ediyor. Makas büyüdükçe Türkiye de hiç iyi şeyler olacağını sanmıyorum. Gerçek tehlike, dış ticaret dengesinin bozulması. Sırf Ocak-Şubat döneminde dış ticaret açığı 7 milyar dolar."
Türk ekonomisinin dış ticaret fazlası ve cari fazla vermediği sürece borçların ödenmesinin mümkün olmadığına işaret eden Aygün, ülkenin bir kamyon cep telefonu alıp 70 gemi kayısı verdiğini, bu şekilde büyümenin gerçekleştirilemeyeceğini kaydetti.
Aygün, 2001 krizinin yaşandığı dönemde karşılıksız çek sayısının 1 milyon 299 bin olduğunu, 2005 sonu itibariyle de bu rakamın 1 milyon 102 bin düzeyinde bulunduğunu anlattı.
İnsanların krediye yöneldiğini, ancak 74 trilyon liralık araç kredisinin icraya düştüğünü, 2005 sonu itibariyle 1,5 katrilyon liralık çek, senetin icrada olduğunu, yılda ortalama 27 bin müessesenin de kapandığını belirten Aygün, şunları kaydetti:
"Türkiye nin en büyük 500 şirketinin yüzde 50 si yabancıların mülkiyetine geçti. Fabrika burada duruyor. Kar dışarı gidiyor. Özellikle gıda sektörü yabancılaşıyor. Bu pembe gözlük nereye kadar gidecek. İşler anlatıldığı gibi değil. Hırsızlık, gasp, kapkaç artmış. Büyüyen bir ekonomide hırsızlık artar mı? Çare, mal üretmek, malı satmak... Malı komşuya satmak. Dış ticareti zaptı rapt altına almazsanız, ekonomiyi IMF ye, Dünya Bankası na bağlarsanız bu sorunları çözemezsiniz."
Yetkilileri uyardığını belirten Aygün, "Eğer bu program, bu bağlılık devam ederse (ki şu an sıcak paranın altına süpürüyorsunuz) bunun altından kalkamazsınız" dedi.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.