DÜN Öğretmenler Günü’ydü. Öğretmenlerimizi andık ve bu mesleğin önemini bir kere daha anlamaya çalıştık. Öğretmenlere, “insan mimarları” da diyebiliriz. Görevin hakkını verip insanları olgunlaştırarak Allah’ın rızasını kazanabilenlere ne mutlu!
Müfredat ne kadar sağlam ve program ne kadar güzel yapılmış olursa olsun; bunu hakkıyla uygulayabilecek öğretmenleriniz yoksa eğitimden arzu ettiğiniz sonucu alamazsınız. Çünkü, öğretmenler eğitim işinin uygulayıcılarıdır. Kaliteli bir eğitim için ciddi bir öğretmen yetiştirme siyasetiniz olması gerekir.
Her şeyin zirvesi, ideal örneği vardır, değil mi Peki, ismine “hoca” da denilen öğretmenlik mesleğinin ideal örneği, zirvesi kim Öğretmenler “eğitim” işiyle meşgul olduklarına göre “en büyük eğitimci”yi soruyorum.
Açıklayayım: Gelmiş geçmiş en büyük eğitimci Allah Resulüdür (S.A.V.). Niçin mi: Hz. Peygamber (S.A.V.) dünyanın en kötü ve en vahşi bir toplumunun içine peygamber olarak gönderildi. Putlara tapan, zayıfları ezen, kuvvetlileri baş tâcı eden, kadına değer vermeyen, insan kıymeti bilmeyen bir topluma. Akif, o toplumu şöyle anlatır: “Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta.” Yani canavarlaşmış bir toplum.
Allah Resulü (S.A.V.) elinde Kur’an olduğu halde o toplumu 23 sene örnek oldu, eğitti, yetiştirdi. En medenî ve dünyaya örnek olan bir toplum haline getirdi. Cahiliye toplumu Asr-ı Saadet toplumuna dönüştü. İşte, muazzam bir inkılâp! Kur’an’a dayalı bir programın gücü!
Allah Resulü’ne (S.A.V.) “Hâce-i Kâinat-Kâinatın Hocası” denilmesi bu yüzden. Şefkat ve merhamet timsali nesiller yetiştirmek Allah’ın Resulünü (S.A.V.) tanımaya bağlı. Eğitim ancak O’nu (S.A.V.) tanımakla zirveye ulaşır.
SOHBET YÖNTEMİNİ SEÇTİ
Günümüz eğitiminde “soru-cevap” yönteminin, yani “aktif metod”un daha başarılı olduğunu söylüyorlar. Bu metot öğrenciyi pasif bir dinleyici olmaktan kurtarıyor, aktif hale getiriyor. Toplum içinde kendini ifade etme gücü ve özgüven kazandırıyor. İnsanı yetiştiriyor.
Modern eğitimin daha yeni yakalayabildiği bu yöntemi Allah Resulü (S.A.V.) fiilen uygulamıştı. O, muhatabını pasif dinleyici olarak görmez, onları da konuşmaya davet eder, sohbet yöntemini uygulardı. İşte bir örnek:
Allah Resulü (S.A.V.) bir namaz sonrası cemaatine döndü ve onlara 3 soru yöneltti. 1. soru:
“İçinizde bütün geceleri ihya eden, ibadetle geçiren kim ”
Bir süre sessizlik oldu, herkes meraklandı. Daha sonra Selman-ı Fârisî (R.A.), “Ben, ey Allah’ın Resulü!” dedi. Hayret ve merak arttı.
Efendimiz (S.A.V.) 2. sorusunu yöneltti:
“İçinizde her gün Kur’an’ı hatmeden kim ”
Bir süre duraklama… İlgi zirvede. Selman-ı Fârisî (R.A.), “Ben, ey Allah’ın Resulü!” dedi.
Yine dikkatler uyanık! Merak üst düzeyde!
Hz. Peygamber (S.A.V.) 3. sorusunu yöneltti:
“Peki, içinizde bütün seneyi oruçlu geçiren kim ” Dikkatler arttı.
Kısa bir bekleyiş. Yine Selman-ı Farisi (R.A.) cevap verdi: “Ben, ey Allah’ın Resulü!”
Bir sahabe itiraz etti: “Ey Allah’ın Resulü! Selman İranlıdır, bizimle rekabet etmek istiyor. Biz Selman’ı biliriz, gecenin bir kısmında ibadet eder, bir kısmında da istirahat eder. Selman günün bazı saatlerinde Kur’an okur, bazı saatlerde okumaz. Her ayın bazı günlerinde oruç tutar, bazı günlerde de tutmaz.”
Allah Resulü (S.A.V.) Selman’a dönerek sordu:
“Ey Selman! Kimsenin yapamadığını sen nasıl yapıyorsun Bize de anlatır mısın ”
SELMAN CEVAP VERİYOR
Selman-ı Fârisî (R.A.) Allah Resulünden (S.A.V.) izin aldıktan sonra söze başladı:
“Ey Allah’ın Resulü! Siz, bize buyuruyorsunuz ki, `Bir kimse yatsı namazını cemaatle kılsa gecenin yarısını; sabah namazını da cemaatle kılsa gecenin diğer yarısını ibadetle geçirmiş olur. Ben de devamlı yatsı ve sabah namazlarında cemaate katılıyor, bütün geceleri ihya etmiş oluyorum.”
Allah Resulü (S.A.V.), “Selman doğru söyledi” buyurdu. Selman (R.A.) devam etti:
“Ey Allah’ın Resulü! Sen bize, `İhlâs Suresi Kur’an’ın üçte birine denktir’ buyuruyorsun. Ben de her gün en az üç kere İhlâs Suresi’ni okuyor ve Kur’an’ı hatmetmiş oluyorum.”
Allah Resulü (S.A.V.), “Selman doğru söyledi” buyurdu. Selman (R.A.) devam etti:
“Ey Allah’ın Resulü! Sen bize, `Allah her iyiliğe en az 10 kat sevap verir’ buyuruyorsun. Ben de Ramazan orucunu tam tuttuktan sonra, diğer aylardan en az 3’er gün oruç tutuyorum. Allah bire 10 vereceği için bütün ayları oruçlu geçirmiş oluyorum.”
Allah Resulü (S.A.V.) yine, “Selman doğru söyledi” buyurdular. Sonra devam ettiler: “Selman bizdendir, ehli beyttendir.” (Hayat’üs-Sahabe)
Allah Resulünün (S.A.V.) eğitimde dikkatleri uyanık tutarak insanın alıcı cihazlarını açık hale getirişini fark ettiniz mi
İslâm tabiî bir din ve orta yoldur. Emirleri insanın yapısıyla uyumludur. Allah insanlara gücünün dışında bir görev yüklemez.
İşte, Allah Resulünün (S.A.V.) aktif metot dediğimiz soru-cevap ve sohbet yöntemiyle uyguladığı eğitim anlayışı… O (S.A.V.), peygamberî yöntemle dünya durdukça insanlığa örnek olacak ideal bir toplum inşa etmiştir. İnsanlık Allah Resulünü (S.A.V.) tanıdıkça ilim ve irfanda yükselecek, dünya ve âhiret saadetini yakalayacaktır.
Her şey, inancımızın kıymetini bilip onu hayat düsturu haline getirmemize bağlı!
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.