Bugün dünyanın hangi bölgesinde karışıklık varsa, kaos varsa, çatışma varsa, terör bataklığı varsa, biliniz ki, bu ürpertici tablonun arka planında ABD ve Siyonist İsrail’in eli vardır. Ortadoğu’daki gelişmeleri, Körfez ülkelerinin birbirlerine karşı husumetlerini anlamak ve anlatmak için uluslararası ilişkiler uzmanı olmaya gerek yoktur. Bugün yaşadığımız bütün çelişkilerin temelinde ABD ve onun karşısında olan bloğun “Ortadoğu” oyunu olduğunu bilmemiz gerekir.
Katar ile Körfez ülkelerinin ilişkilerini kesmesini kronolojik olarak, tarihsel gelişmelere bakarak yazabiliriz. Ona ambargo koyan ülkeler arasındaki ilişkilerin hangi aşamalardan geçerek bu noktaya ulaştığını yazmak ve meseleye anlam kazandırmak için afili cümleler kurmaya da gerek yok sanırız. Sorunlar ortada ayan beyan dururken, bu sorunları çözecek iradeyi harekete geçirmek bağlamında neler yapılması gerektiğini düşünmemiz gerekiyor. Bir yerde sorun var? Bu sorun nasıl çözülmeli?
11 Eylül terörist saldırılarından sonra o zamanki ABD Başkanı George W.Bush, “Topyekûn haçlı savaşı ilan ediyoruz” demişti. Arkasından Ortadoğu’da haritaları değiştirmek, Müslüman ülkelerin birbirlerine düşman olmasını sağlamak ve sınırları yeniden belirlemek için Irak operasyonu yapıldı. Irak operasyonunun temelinde İsrail’e güvenlik şemsiyesi oluşturmak ve Ortadoğu’nun çıbanbaşı Yahudilerin Filistin topraklarında hükümferma olmasını sağlamak olduğu hazin gerçeği sürecin sonunda ayan beyan anlaşıldı.
Katar ile ilişkilerini kesen İslam ülkeleri bilmelidirler ki, yaşanan bu gelişmelerden perdenin arkasında elini ovuşturan tek devlet vardır: Terörizmin başı İsrail.
Hamas’ın sözcüsü Sami Ebu Zuhri diyor ki, “Bütün yaşanan çekişmeler ancak ve ancak İsrail’i güçlendirir, Müslümanları ise zayıflatır. İlk düşman Siyonizm olmalı.”
Ebu Zuhri, İsrail’in bu krizi fırsat bildiğini ve bu bahane ile Hamas’ı Gazze’den çıkarmaya çalışacağını söylüyor. “Körfez ülkelerinde bu çekişmelerin birliği zedelemekte bu birliğin zarar görmesi de doğrudan Filistin’e zaaf olarak dönecektir” diyen Zuhri, “Körfez’deki bu siyasi çekişmelere bazı devletleri kasıtlı olarak Hamas’ı da eklemeye çalışmaktadırlar. Bu gelişme ise Filistin meselesi için çok ciddi bir tehlikedir. Bugün Arap devletleri ve halklarının ilk düşmanı Siyonist İsrail olmalıdır” ifadelerini kullanıyor.
Eğer Katar’ı suçlamak için neden aramak istiyorsanız, birçok sebep üretebilirsiniz. Teröre finansman desteği veriyor dersiniz, El Cezire gibi yayın organlarıyla terör örgütlerinin propagandasını yapıyor dersiniz, Yemen’de İran yanlısı Husileri desteklemek gibi suçunuz var dersiniz.
Diplomasi bir satranç tahtası gibidir. Hangi taşı alacağınıza, hangi taşı feda edeceğinize ve oyunun sonunun nasıl bir şekilde sonuçlanacağına dair öngörüleriniz olacak.
Türkiye bu krizde Katar’ın yanında aldı. Diplomatik olarak sahip çıktı. Yardım TIR’ları gönderdi. Şimdi gelelim en önemli noktaya…, Eğer, Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın D8 ideali gerçekleşmiş olsaydı, şu anda bu yaşanan krizi derinleşmeden çözebilmek ne kadar kolay olacaktı. İslami ülkelerinin arasında birlik ve dirliği sağlayabilmek adına, bir vizyon ve misyon oluşturmak için Erbakan hocamızın kurduğu D8’ler maalesef, kendisini muhafazakâr olarak takdim eden bu hükümet döneminde akamete uğratıldı. Ne diyelim… Feraset, basiret, dirayet…
İslam ülkeleri birbirlerine giriyor… Yetkililerimiz diyor ki, “Oyun oynanıyor”… Oyun oynandığını Mısır’daki sağır sultan da biliyor. Acaba bu oyunu kim planlıyor?
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.