Kıbrıs’ın ne anlamı var? Kıbrıs için bu denli yırtınmaya ve çabalamaya ne gerek var ya da bu kadar büyük baskıya rağmen, neden Kıbrıs? Batı, Kıbrıs’ı neden bu kadar dikkate alıyor? AB Katolik ümmet birliği devletinin sınırlarını genişletirken ve sağlamlaştırırken? Bir sürü soru sökün etti. Dahası da olacak elbette.
Biz Kıbrıs’ı niçin fethettik ve neden direndik?
Bu sonuncu sorudan itibaren başlangıç yapmada yarar var. Müslümanlar topraklarını kayıp ede ede geldiler. Sürekli yenildiler ve sürekli parçalandılar. İslâm ümmeti üzerinde kara bulutlar dolanırken ve artık Türkiye açısından tam da bıçak kemiğe dayanmışken neden Kıbrıs ve neden sonrasındaki karabasanlar.
Merhum Erbakan Hoca bir televizyon programında Kıbrıs ile ilgili ilginç bir not düşmüştü. Dikkatimi çeken en önemli ayrıntılardan biriydi: “Kıbrıs’ın bizim için önemi büyük. Bize ait toprakları aldık. Daha da önemlisi Larnaka’da Peygamber Efendimizin halası Ümmü Haram yatmaktadır, ortakların (Ecevit’i kastediyor) telâşı ve aceleciliği yüzünden orayı sınırlarımıza dâhil edemedik.” Bu ifadelerin tamamı kendisine ait olmasa da aşağı yukarı anlamı ve karşılığı buydu. Bunun üzerine Ümmü Haram konusunu belleğimin bir yerine not ve peşine düştüm. Onunla ilgili bilgilere ulaştım. Hayat Tarih dergisinde de Ümmü Haram ile ilgili uzunca bir yazı okudum. Sahih-i Buhari’de Hala Sultan ile ilgili güzel bir bölüm var. Kıbrıs’ın fethi müjdeleniyor. Ümmü Haram, Kıbrıs’ta Hala Sultan olarak bilinir. Larnaka’nın yedi kilometre güneyinde kalıyor. Malzemelerimi derledim “Hala Sultan” başlıklı bir öykü yazdım, Yedi İklim dergisinde yayımladım. Dergiyi merhum Erbakan Hoca’ya bilgi vererek aktardım. Çok da memnun kaldı, duada bulundu. Manevi anlamda büyük düşünceyi içselleştirenlerin dertleri, davaları ve tutkuları var. Derdi olmayanlar için bu gibi durumların bir karşılığı olmuyor. Dert sahibi olununca acı da çekiliyor.
Derdi olmayanlar için Kıbrıs’ın hiçbir karşılığı olmuyor.
Kıbrıs Türkiye açısından önemli. Öncelikle kendi toprakları. Kendi uygarlığına ait bir bölgesi. Müslümanların yaşadığı bir yer. Dahası, Türkiye güvenliği açısından en önemli üssü.
Batı için Kıbrıs yüzen büyük bir ada. Ortadoğu’ya uzanmanın en kolay yolu. Deniz ulaşımı ve bölgesel rahatlığı bakımında. Müslümanların çete savaşı veremeyecek bir bölgesi.
Kuzey Akdeniz’de enerji yatakları var. Kıbrıs’ı elinde bulunduranlar orayı da sahiplenmiş oluyorlar.
Batı, İslâm coğrafyasını her geçen gün parçalar ve daha ufaltırken, minik devletçikler oluşturur denetimine alırken, bizim topraklarımızı insanıyla birlikte kendine dâhil ediyor.
Hamasetin ve üfürmelerin dünyamızı kuşattığı bir zamanda bize ait olan topraklar üzerine -Suriye, Irak gibi- bir sürü ahkâm kesenler Kıbrıs söz konusu olunca susuyorlar. Ve hatta bir an önce elden çıkarılması ve kurtulunması için çabalıyorlar.
Düşüncesizlik, siyasal dalgalar daha baskın ne yazık ki.
En önemli konular ve kimi ayrıntılar gözden kaçıyor.
Müslümanlar ilk kez Kıbrıs’ın fethiyle yeniden kendi topraklarını aldılar. Güven geldi, yenilgi duygusu azaldı. Batı’nın ambargosu, hayırlı işler yapmaya yöneltti. Amerika uçak lastiklerini göndermedi Türkiye kısa zamanda Petlas fabrikasını yaptı uçak lastiği üretti. Libya Başkanı Muammer Kaddafi Türkiye’ye uçak benzini ve lastiği, ayrıca silah yardımında bulundu.
Batı, Türkiye’nin bu girişiminden rahatsız oldu. Kuşattı. İçeriden kendisine eşlik edeceği iktidarlar oluşturdu ve bugüne gelindi.
Bugünün yöneticileri Batı’nın, NATO’nun, AB’nin, ABD’nin güdümüne girenler kazanımlarımızı bir bir elden çıkarıyorlar ve teslim oluyorlar.
Merhum Erbakan Kıbrıs’ı aldı birileri de veriyor. Vermek için kaç yıldır çırpınılıyor. Evet, bunun için bu soruyu sormak durumundayız: Nereden nereye?..
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.