Çalışma hayatının en önemli sorunu olan taşeronluk konusunda da hükümetin kendi çıkardığı yasaya uymadığını vurgulayan Arslan, “geçtiğimiz aylarda çıkarılan kanuna göre kamuda hangi işlerin taşerona verilebileceğini Bakanlar Kurulu belirleyecekti. Kanuna böyle hüküm koydular. 1 Ocak’tan itibaren Bakanlar Kurulu her iş kolunda hangi işlerin asıl iş, hangi işlerin yardımcı iş olduğunu ilan edecek buna göre de taşeron sistemi dizayn edilecekti. Ocak ayı bitti asıl iş, yardımcı iş belirlenemedi hâlâ. Belirlenemediği için de sıkıntılar devam ediyor” eleştirisinde bulundu.
Sadettin İnan
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, çalışanlarla ilgili gündemdeki konulara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Yeniden tartışılmaya başlanan kıdem tazminatı fon tartışmasında sessizliğini Milli Gazete’ye bozan Arslan, hükümeti bu konuda samimi olmaya davet etti. Diğer yandan taşeronluk konusunda da hükümetin kendi çıkardığı yasanın gereklerini yerine getirmediğini bildiren Arslan, “Kamuda hangi işlerin taşerona verilip verilmeyeceği konusunda Bakanlar Kurulu’nun 1 Ocak’a kadar bir karar açıklaması gerekiyordu. Ocak ayı bitti daha ortada bir karar yok. Bu sorunun çözülmesi için taşeron işçilerin illa Ankara’ya mı gelmesi gerekiyor!” eleştirisinde bulundu.
Niyetlerini Ortaya Koysunlar
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ‘Ekonomide dönüşüm programı’ kapsamında gündeme getirdiği ve Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in de seçimler öncesinde fonun kurulabileceğine yönelik açıklamalarında ‘samimiyet sorunu’ bulunduğunu dile getiren Arslan, şunları kaydetti: “Ortaya net bir şey koysunlar. Ya ‘Biz sosyal taraflarla görüştük biz bu işi çıkaracağız’ dersiniz ya da ‘sosyal taraflar ne diyor’ diye çağırırsınız ortada bir uzlaşı yoksa ertelersiniz. Böyle bir şey yapmadan seçim öncesi yeniden gündeme getirilmesini anlayabilmiş değilim. Nereden çıktı? Strateji değişikliği mi var? Bilemiyorum”
Mevcut Hakları Koruyan Bir Fonu Destekliyoruz
Hak-İş olarak kıdem tazminatı fonunun kurulmasından yana olduklarını kaydeden Arslan, çalışanların lehine olan bu konunun yıllardır sürüncemede kalmasına bir anlam veremediklerini vurguladı. Fonun, sosyal taraflar uzlaşamadığı için çıkarılamadığı yönünde bir algı oluşturularak hükümetin sorumluluğunu üzerinden atmaya çalıştığını bildiren Arslan, “Burada hangi konuda sosyal tarafların uzlaşması isteniyor? Diyelim ki asgari ücrette sosyal taraflar uzlaşsın deniyor mu? Denmiyor. Pek çok konuda yasalar çıkıyor, torba yasa ile ilgili meselede uzlaştık mı? Biz kadro istedik onlar vermedi. Peki, istediğimiz olmadı diye kaldı mı? Burada niye sosyal taraflar uzlaşsın deniyor anlayabilmiş değilim”
Fona İşverenler De Karşı
Çalışanlar için kıdem tazminatının tazminat olmanın ötesinde bir anlamı bulunduğunu vurgulayan Arslan, şöyle konuştu: “İşveren şu an 11 ay çalıştırıp işçiyi çıkarıyor. Neden? Kıdem tazminatı almasın diye. Siz bunu rayına oturtursanız çalışma biçimi değişecek. İşten atılmalar önemli düzeyde azalacaktır. Kıdem tazminatı işveren için bir sopa aynı zamanda. Çalışanların birçoğu kıdem tazminatını kaybetmemek için düşük ücrete çalışmak zorunda kalıyorlar. Fon gelirse işçinin böyle bir kaygısı olmayacak. İşveren işçiye hakkını vermek zorunda kalacak. Bundan dolayı işverenlerin fona nasıl karşı durduklarını biliyorum”
Çelik Sorumluluğunu Yerine Getirirse Tarihe Geçer
Mevcut hakları koruyarak çıkarılacak fonun çalışanlar için böylesine önemli boyutları bulunduğunu anlatan Arslan, “Bu konu çözüme kavuşturulacağı yerde ısıtılıp ısıtılıp gündeme getiriliyor. Ama bir arpa boyu yol alınmıyor” tepkisinde bulundu. Çalışma Bakanı Faruk Çelik’e de bu konuda bir çağrıda bulunan Arslan, “Bu konuda birikimi, becerisi var. İşini biliyor. Bu işi kotarabilecek esnekliği var. Bunları yan yana koyduğumuzda gitmeden bu işi başarabilir. Bunu yaparsa giderken tarihe not düşerek gider” dedi. Çalışma hayatının en önemli sorunu olan taşeronluk konusunda da hükümetin kendi çıkardığı yasaya uymadığını vurgulayan Arslan, “geçtiğimiz aylarda çıkarılan kanuna göre kamuda hangi işlerin taşerona verilebileceğini Bakanlar Kurulu belirleyecekti. Kanuna böyle hüküm koydular. 1 Ocak’tan itibaren Bakanlar Kurulu her iş kolunda hangi işlerin asıl iş, hangi işlerin yardımcı iş olduğunu ilan edecek buna göre da taşeron sistemi dizayn edilecekti. Ocak ayı bitti asıl iş, yardımcı iş belirlenemedi hala. Belirlenemediği için de sıkıntılar devam ediyor” eleştirisinde bulundu. İş kanununda, asıl iş ve yardımcı işlerin sınırının belli olduğunu anımsatan Arslan, Bakanlar Kurulu’nun buna göre bir belirleme yapması gerektiğini ifade ederek, “Biran önce bu işin halledilmesi gerekiyor. Bütün taşeron işçilerin beklentisi bu yönde. Hükümet yasayı çıkarıyor ardından takip etmiyor. Bu sorunun çözülmesi için taşeron işçilerin Ankara’ya mı gelmesi gerekiyor?” dedi.
Hak-İş Olarak Son Bir Yılda Yüzde 100 Büyüdük Ama Yeterli Bulmuyoruz
Sendikaların en önemli sorunu örgütlenmede yaşadığını dile getiren Arslan, 12 milyon çalışanın sendikasız olduğunu bildirdi. Bu durumun kayıt dışılığı, iş kazalarını doğrudan etkilediğini ifade eden Arslan, “Hak-İş olarak bu bilinçle örgütlenmeye devam ediyoruz. Son bir yıl içinde üye sayımızda yüzde 100’e varan oranda artış sağladık. Büyük çoğunluğu da sendikasız ve taşeron işçiler üye oldu. Bu bizde bir heyecan oluşturdu. Ancak Hak-İş’in temsil ettiği iddiaları, hedefleri ve misyonunu önümüze koyduğumuzda bu rakamlar son derece küçük. Bizim razı olmadığımız rakamlar. Hak-İş, asgari olarak milyonları temsil etmesi gerekiyor. Sendikalarımız da bu bilinçle örgütlenme mücadelelerini sürdürüyor” şeklinde konuştu.
Kongremizi Kapalı Spor Salonunda Yapacağız
Hak-İş’in bu yıl içinde yapılacak olan kongre çalışmalarına da şimdiden başlanıldığını açıklayan Arslan, “Kongremizi Hak-İş’in 40’ıncı kuruluş yıldönümünde Atatürk Kapalı Spor salonunda yapacağız inşallah. Bu bildiğim kadarıyla Türkiye’de bir ilk olacak. Türkiye’nin dört bir tarafından gelecek olan binlerce çalışanımızla birlikte kongremizi spor salonunda yapacağız ve 41 kere maşallah diyeceğiz. Biraz yorucu ve zor olacak ama Hak-İş 40’ıncı yılında bunu yapması gerekiyor” dedi.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.