1- Karşınızdaki kişinin konuşmasına bakın. Konuşurken ses tonunun inip çıktığını ve tutumunda büyük değişimlerin olduğunu göreceksiniz.
2- Yalan konuşan kişi ben demekten kaçınıyor daha çok üçüncü şahıslar adına konuşuyor. Bu vesile ile yalanla arasına mesafe koyarak kendini rahatlatmaya çalışıyor.
3- Yalancı sorulan her soruya aralıksız cevap verme ihtiyacı duyar. Çünkü yalanın ortaya çıkmasından korkmakta ve hiç düşünmeden bir şeyler söylemektedir.
4- Yalancı sizinle konuşurken sürekli başka şeylerle oyalanır. Ayakkabısının bağını bağlar, başını düzeltir, çantasıyla oyalanır. Yalan kişinin iç dünyasında bir huzursuzluk ortaya çıkarmaktadır. Bu huzursuzluktan kurtulabilmek için kişi sürekli oyalanmaktadır.
5- Yalan konuşan kişi dürüstlüğü abartarak anlatır. Aslında bu onun olmak istediği bir şeydir. Yalan konuştuğunun farkındadır ve aksi bir iddia ederek kendini rahatlatma yoluna gider.
30 Yaş Dönüm Noktası
Otuz yaş kadınlar için bir dönüm noktası oluyor. Anneye eleştirel bir gözle bakan kadınlar bu dönem ona benzemeye ve onun gibi davranmaya başlıyorlar. Uzmanlar bu değişimin otuz yaştan sonra arttığını ifade ediyorlar.
Yapılan anketlerde kadınların yarıdan çoğu hayatlarının merkezine anneyi koyduklarını belirtiyorlar. Yani otuz yaş üstü kadınlar yaşamlarında etkin bir rolü olan annenin bir versiyonu haline geliyorlar.
Annelerimiz hoşnut olmadıkları bir durumla karşılaştıklarında çocuklarına döner ve siz de anne olunca beni anlarsın derler. Bizler bu sözü günlük hayatımızda çok sık duyar fakat önemsemeyiz. Oysa yapılan araştırmalar da bunu doğruluyor. Kadınlar evlenip belli bir yaşa geldiklerinde annelerinin halini empati yapabiliyor, onun gibi olmaya özen gösteriyorlar. Her genç kızın benliğine kodlanmış bir anne vardır. O yüzden anneler çocuklarının kılavuzu olmalıdırlar.
Utangaçlığı nasıl yenebiliriz?
Utangaçlık kişinin sosyal yaşamını etkiler hale geldiğinde bir sorun olarak görülüp çözüme başvurulur. Ancak utangaçlığın iyileştirilmesinde birinci derecede etkin kişi şahsın kendisidir.
Bir Kaç Tavsiye
1- Yeni bir ortama girdiğinizde başınızı yere eğmekten vazgeçin. Sakin nefes alın, üzerinizdeki baskıyı azaltmaya çalışın.
2- Utangaçlığın temelinde güvensizlik vardır. İnsanların yanında kendinizi ifade edemiyorsunuz çünkü buradaki insanlardan daha değersiz olduğunuza inanıyorsunuz. Bu düşüncenizi kritik edin ve kendinizi bir insan olarak sevin.
3- Kendinizle ilgili bakış açınızı değiştirin.
4- Güçlü yanlarınızı sıralayın
5- Korkudan kaçmayın üzerine gidin ve her adımda kendinizi tebrik edin.
Utangaçlığı kendi çabanızla çözüme götüremiyorsanız bir terapistten yardım alın.
Doğum korkusunu nasıl yenebilirsiniz?
Doğum öncesi anne adayı korku ve endişe içindedir. Doğum nasıl olacak, bebek sağlıklı doğacak mı, kendisini doğum sonrası neler beklemektedir. Anne adayı bu dönem çevresindeki kişilerden dramatik doğum hikâyeleri dinlemeye başlar. Doğum tecrübesi yaşamış hanımlar, dikişlerden, çekilen sancılardan ve doğum sonrası yaşanan sıkıntılardan bahsederken alabildiğince ajite ederler. Bu tür hikayeleri dinleyen anne adayı artık uyuyamamakta ve doğumu dehşet bir şey olarak görmektedir.
Anne adayı öncelikle bu hikâyeleri dinlemekten vazgeçip, doktoru ile iletişim kurmalı ve ondan bilgi almalıdır. Doğumun doğal bir süreç olduğunu ve her kadının bu duyguyu yaşama arzusu taşıdığını bilmelidir. Korkularından kaçmak yerine üzerine gidip yüzleşmeli ve anneliğin güzel yönlerinde odaklanmalıdır.
Doğum öncesi, konuyla ilgili kurslara katılarak doğum hakkında bilgilenme nefes alma ve gevşeme egzersizleri gibi yöntemlerle kendisine yardımcı olmalıdır.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.