D-8 gelişmekte olan bütün ülkelerin birlikte ve hızlı kalkınmalarını, uluslararası olaylara müdahil olma güçlerinin artırılmasını, dünya ekonomisindeki etkinliklerinin güçlendirilmesini ve milletlerin daha iyi bir yaşam standartlarına sahip olmalarını sağlamak için kurulmuştur. Batı dünyası Avrupa Birliği gibi kendi arasında bir işbirliğini sağlamış ancak kapitalizmi kurtarıcı bir reçete gibi görmüş, adalet ilkesini ise göz ardı etmiştir. Sömürgeci ve kaba kuvvet ile bir düzen kuran Batı, ulusların acı ve sıkıntılarını görmezden de gelerek her durumu kendi menfaatine uygun şekilde düzenlerken demokrasi, adalet, hak, hukuk gibi evrensel değerleri de ayaklar altına almıştır.
İşte tam bu noktada İslam ülkelerinin güç birliği yapmaları kaçınılmaz bir sonuç olarak ortaya çıkmıştır. Prof. Dr. Necmettin Erbakan‘ın D-8 felsefesi İslâm ülkelerini hantallıktan kurtararak, Batı ile olan ilişkilerdeki dengesizliği ve adaletsizliği de ortadan kaldırmıştır.
BU TEŞKİLAT ÇALIŞMAYA MECBURDUR
D-8‘in mimarı Prof. Dr. Necmettin Erbakan Kasım 2000 yılında El-Cezire televizyonuna verdiği bir mülakatta şunları söylemişti: "Bu teşkilât çalışmaya mecburdur. 21. asrın bütün dünya için saadet asrı olmasını istiyorsak bu teşkilâta son derece ihtiyaç vardır. Bu teşkilât 18 Haziran (1997)‘da kuruldu. 1 sene sonra G-7‘lerle beraber bir masa etrafında toplanmayı planlamıştık. Almanya, Fransa ve İngiliz devlet yöneticileriyle gerekli hazırlık çalışmaları yapıldı. Biz hükümette olsaydık geçtiğimiz sene (1999) G-7 ile D-8 arasında yuvarlak masa toplantısı yapılacaktı.
Niçin yapılacaktı bu toplantı? D-8‘in bayrağında toplanan altı yıldızın temsil ettiği değerleri hayata geçirmek için. Bu değerler; savaş değil barış, çatışma değil diyalog, çifte standart değil adalet, üstünlük değil eşitlik, sömürü değil işbirliği, baskı ve tahakküm değil, insan hakları, hürriyetler ve demokrasiyi hakim kılmaktır. Bu ne demektir? Bu yeni bir dünya demektir..."
D-8 NEDEN MECBURİYETTİR?
Kapitalist ve komünist sistemler bütün dünyayı müşterek olarak sömürmüşlerdir. Ve hâlâ da sömürmeye devam ediyorlar. Kapitalizm varlığını güce borçlu olduğu için düşmanını kaybettikten sonra yeni bir düşman icat etme yoluna gitmiştir. Bu düşmanın kim olduğu kısa sürede açıklanmıştır. 1990‘ların başında İskoçya‘daki NATO toplantısında "Şimdi NATO‘yu fesih mi edeceğiz" sorusuna cevap veren Margaret Teacher "Düşman"ı şöyle tanımlamıştır: "Düşmanı olmayan ideoloji yaşayamaz.
Bizim yaşabilmemiz için mutlaka bir düşmanımızın olması lazımdır. Sovyetler Birliği dağıldı ve düşman olmaktan çıktı. Onun yerine yeni bir düşman koymamız gerekiyor. Bu yeni düşman İslam olacaktır" cevabını vermiştir.
190 ÜLKEDEN 30‘U GELİŞİMİNİ TAMAMLADI
İşte bu zihniyet, insanlığın sadece komünizmin yıkılmış olmasıyla barış ve huzura kavuşamayacağını açıkça ortaya koymuştur. Dünya barışının sadece Batılıların eline bırakılmayacak kadar ciddi bir mesele olduğunun şuurunda olan Millî Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan bu yüzden D-8 projesini hayata geçirmiştir. Kapitalist sistem kurduğu G-7‘ler (sonradan 8 oldu) eliyle dünya üzerindeki yaklaşık 190 devlette yaşayan 6 milyar civarındaki insanı sömürmektedir. Erbakan bu 190 ülkeden sadece 30‘unun gelişmesini tamamladığını tesbit eden liderdir.
Bu yüzden D-8, geri kalan 160 devletin ve 5 milyar insanın azınlığa ezdirilmemesi hareketinin adı olmuştur. 820 milyon nüfuslu 8 ortaklı bir oluşum olarak kurulan D-8 gelişmekte olan bütün ülkelerin birlikte ve hızlı kalkınmalarını, uluslararası münasebetleri tanzim eden mekanizmalara katılım güçlerinin artırılmasını, dünya ekonomisindeki etkinliklerinin güçlendirilmesini ve halkların daha iyi bir yaşam standardına sahip olmasını sağlamak için kurulmuştur.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.