"Muhafazakâr kesimin bir bölümünün yükselişinden rahatsız olduğu bir parti hâline geldi Saadet Partisi" diye yazan Hürriyet yazarı Ayşe Baykal bir süredir görüşmek istediği Temel Karamollaoğlu ile görüşmesini ve merak ettiği soruların cevaplarını köşesinden paylaştı.
İşte Ayşe Baykal'ın Temel Karamollaoğlu ile yaptığı görüşmede öne çıka başlıklar:
- Sosyal medyayı sürekli takip edemiyorum, arada bakıyorum. Beni en çok memnun eden bir tweet oldu geçenlerde onu paylaşayım. Bir vatandaşımız yazmış “Yahu ben İslam’ı neredeyse tümüyle reddeder hâle gelmiştim, şimdi siz geldiniz ben tekrar lise çağlarında öğrendiğim İslam’a dönme kararı aldım." Bir insana bunu söyletebilmek bizim için çok değerli.
- Bizim söylemlerimiz eski seçmenlerin bir kısmında itibar gördü, bir de bizim dışımızda kalan bizi bu güne kadar hiç dinlemeyen vatandaşlar ilk defa "Allah Allah, bu adamlar bizimle bir araya gelmezlerdi ama ne oldu da bizden daha çok bazı mefhumlara sahip çıkıyorlar?" diye düşünmeye başladı. Bizim sözlerimiz onların tasvibini kazandı ama biz bu sözleri yeni söylemiyoruz eskiden beri söylüyoruz, Gelişme bundan ibaret. Bizim yükselmemizden rahatsız olanlar hükümetin propagandasının etkisinde olanlardır.
AK PARTİ KENDİSİNDEN OLMAYANI ÖTEKİLEŞTİRİYOR
- İttifak konusuna gelince eskiden bu koalisyondu, seçimden önce yapılan ittifaklar ise barajı açmak için yapılırdı. Seçimden sonra herkes kendi yoluna giderdi. Şimdi öyle bir durum yok ki, bir kişi seçilecek. Neyin ittifakı olacak? İttifak ancak bugünkü değerler üzerinden ilkeler üzerinden yapılabilir. Bizim ilkelerimiz çok net, başından beri aynı şeyi söylüyoruz. Ak Parti bizim ilkelerimizi kabul etmiyor ki, Biz iktidar olursak öncelikle kamplaşmanın önüne geçeceğiz diyoruz. Ama Ak Parti “Benimle olursan millisin değilsen gayri millisin” diyor.
Biz çok açık ve net bir şekilde kuvvetler ayrılığını olmazsa olmaz olarak görüyoruz. Bir ülkede iktidar gerek meclis tarafında sorgulanamıyorsa, gerek adalet mekanizması iktidarın etkisi altındaysa biz buna rıza gösteremeyiz. Çünkü orası ister istemez diktatörlüğe gider.
Ekonomiye gelirsek, yolsuzlukla ve israfla mücadele etmek bizim olmazsa olmazımız. Bugün kimse bu mücadeleyi yapamıyor. İstediklerimiz imkânsız şeyler değil, açık kapı bırakıyor olmamızın sebebi bu, belki bizim söylediğimiz aşırı gidiyor. Yani siz yönetimi bize devredin manasına geliyor ama bunlar olmadan da olmaz.
İlkelerimiz dışında hiçbir şey söz konusu değildir.
TAYYİP BEYLE ANLAŞAMADIĞIMIZ HUSUSLAR VAR
- Tayyip Bey’le görüşmemiz bizim talebimizle gerçekleşti bildiğiniz gibi. Biz uyum yasalarıyla ilgili düşüncelerimiz aktarmak için gittik. Bunları da uyum yasalarındaki tekliflerimizin arasına koyduk ama biz o zaman bu meselelerin detaylarına girmedik. Ama ben genel manada düşüncelerimizi hukukun üstünlüğünü yani bugün tereddütleri ortadan kaldıracak tavırlara ihtiyaç olduğunu, olağan üstü hâlin böyle devam etmemesi gerektiğini, yarın seçime giderken bunun muhakkak kaldırılması gerektiğini söyledim. Biz bu hususlarda anlaşamıyoruz. Bunlar olmadığı zaman da günaha ortaklık etmiş oluruz. Bugün hukuka öyle müdahaleler var ki insanlar kendini savunamıyorlar. Bir insan düşünün görevinden alınıyor, ne ile suçlandığını bilmiyor, vatan haini damgası yiyor ve masum olduğunu kendisinin ispat etmesi isteniyor.
KUVVETLER AYRILIĞINDA ISRARCIYIZ
- Biz ‘Başkanlık Sistemi’yle ilgili düşüncelerimizi söyledik. Dedik ki; bu sistem baskıya götürür, yanlışa götürür. Biz prensip olarak ‘Başkanlık Sistemi’ne karşı değiliz. Ancak ‘denetlemeyen bir Başkanlık Sistemi’ne’ karşıyız ve biz meclisin mutlaka güçlü olmasını, bunun yanında adalet mekanizmasının yürütmenin emrinde olmamasını istiyoruz.
TAYYİP BEYİN BİR ÖZELLİĞİ VAR
- Biz bir şeylerin değişeceğine dair bir işaret göremiyoruz ki. Bakın Tayyip Bey’in bir özelliği var. Arada vatandaşa “Allah beni affetsin, şurada yanlış yaptım.” diyor ama sonrasında bir şey değişmiyor. Mesela “Eğitimi başaramadık.” diyor ama devamında bir şey değişmiyor. “İstanbul’u mahvettik, benim de vebalim var.” diyor ama bir şey değişmiyor. “Bu FETÖ’cüler beni de aldattı. Bunların altı ibadet, ortası ticaret, üstü ihanettir.” diyor ama gidiyor ibadet dediği kesimle ihanet dediği kesimi aynı kefeye koyuyor.
BAŞÖRTÜSÜ SORUNU ÇÖZÜLDÜ AMA ADALET BUNDAN DAHA ÖNEMLİ
- Başörtü sorununu çözdü. Mühim bir sorundu ama sanki bu sorun çözülünce her şey tamam oldu. Adalet dediğimiz mefhum başörtüsünün çok ötesinde. Başörtüyü isteyenin takması bir hak, adaletin bir gereğidir, insan hakkı aynı zamanda. Ama öyle bir duruma geldi ki bu sorun çözülünce herkes meftun oldu. Yani ne adalet, ne insan hakkı ne ekonomi, ne dış politikadaki yanlışlıklar hiç biri gözükmüyor. Bugün asgari ücretin açlık düzeyinde olması kabul edilebilir bir şey mi Allah aşkına? Hükümet bunu başarı olarak gösteriyor. Vatandaş da kabulleniyor bu durumu.
HÜKÜMET ALGILARI İYİ YÖNETİYOR
- Çünkü Hükümet algı operasyonunu çok iyi yönetiyor. Bugün yolsuzluklar almış başını gidiyor, hatta buna fetva veriliyor. İnançlı insanlarda hep “Biz iktidar olduğumuzda adalet olacak, ekonomi iyi olacak, güzel bir Türkiye olacağız.” düşüncesi vardı. Bugün gördüler ki her şey eskisinden daha kötüye gidiyor. Peygamberimiz döneminde sahabe İslam’ı yaymak için dünyanın dört yanına gitmiş, ticaret yapmıştır. Gittikleri yerde öyle örnek bir hayat sürmüşler ki, onları görenler “Siz neye inanıyorsunuz?” diyerek Müslüman olmuşlar. İslam, savaşla kılıçla yayılmadı. Bugün namaz kılmayan birine “Gel, birlikte namaz kılalım.” dediğinizde “Aman, benden uzak dur da…” diyor. Güvenmiyor çünkü.
Bu tamamen algı. Bakın, bugün Tayyip Bey söylemini değiştirsin, tabandaki insanlar aynı saatte “Hakikaten doğru diyor.” deyip anında yüz seksen derece dönüş yaparlar.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(8)Ilhan - Akp her gazete ve tv de açıklama yapmasi normalde saadet oluncami anormal oluyor???
Saadet hiçbir zaman Akp gibi israil ve abd ile müttefik ve dost olmadi!!! Bazı uyuyanlara duyurulur...
Mustafa Yılmaz - Bugün, hürriyet okurlarının da saadet liderini dinleme ve anlama fırsatı oluşturulmalı. Biz işimizi ölçerek, biçerek yaparız. Balıklama dalmayız çünki sonucu sitem olan işlerden uzağız.
Ihsan - hürriyet Yahudi gazetesi değilmi ne işi var temelim orda baştan sakat
Milli Görüş Eri - Hadi ordan..
omosay - Hürriyetin satışının bir AKP yatırımı olduğu söyleniyor. Mide bulandırmayı bırakın, gerçeği görün artık, Milli Görüşün Siyasal İktidarını önleme ihalesi AKP üzerinde kaldığı, 16 yıldır sürecin devam etmekte olduğu bilinmektedir. Allah hepimize akıl
i'zan nasib etsin.
Egez - Oylar artık Saadet'e..
Bizim aile ve eşimin ailesi genellikle akp ve mhp idi ama şimdi hepsi Saadet inşallah.
Çünkü biz gördük ki Akpnin de Mhp nin de, Tayyip Beyin de derdi makam, koltukmuş.
Ve öğrendik ki bu millet ancak Saadet'in ilke dediği hak ve adalet ölçüleryile ancak huzura kavuşur.Buradan bütün dindar ve maneviyatçı halka sesleniyorum.
Akp,Mhp vs bizi hep aldattı,aldatıldıBir de Saadete destek olarak deneyin, aldatır ya da aldatılırlarsa bir daha vermeyiz olur biter.
Aaa - Teşhisleriniz ilaç gibi sayın başkan...
Hay hak - Rabbimiz dualarımızı kabuletti ve milletimize doğru ,dürüst, korkusuz bir lider gönderdi ben bir lise öğretmeniyim geçenlerde öğrencilerimden biri öyle bir lafetti ki inanın başımdan aşağı kaynar sular döküldü. “ hocam eğer bunlar müslüman ise ben değilim” dedi sınıfta elbet siyaset konuşulmaz ama konu çok partili hayata geçiş, tabi anlatılan dönem CHP devri, tarafsız bir şekilde konuyu sunarken birden söz istedi şimdiki sistemi anlattı aynen temel beyin yukarıda anlattıklarını söyledi ne yaptıysam ikna edemedim yüzüne çok doğru söylüyorsun da diyemedim ama maalesef çok iyi bir gözlemci ne dediyse haklı kibarca susturmak istedim, sınıfta siyaset olmaz dedim ama nafile milletin içi yanmış, millet bıkmış usanmış... nihayet Saadet geliyor , zulüm bitiyor inşeallah....
Zeki Birbilen - temel beyin görüşleri, türk milleti için adeta kaçınılmaz mecburiyettir.
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.